AR


Results for "AR"

Islamic Glossary

HÂRİCÎLER

(Islamic Glossary) :
Sıffîn muhârebesinde, taraflar hakem tâyinine râzı olup anlaşmayı kabûl ettiği için hazret-iAli'nin ordusundan ayrılarak "Hâkim ancak Allah'tır. Hazret-i Ali iki hakemin hükmüne uyarakhalîfeliği hazret-i Muâviye'ye bırakmakla büyük günah işledi" diyen ve kendileri gibidüşünmeyen Eshâb-ı kirâm ile diğer müslümanlara kafir diyen sapık fırka.Hâricîler, müteşâbihâtı (birkaç mânâ çıkarılabilen delilleri) te'vil ediyorlar. Yâni bâzı âyet-ikerîmelere ve mütevâtir olan (yalan üzerinde birleşmesi mümkün olmayan topluluklartarafından bildirilen) hadîs-i şerîflere açık ve meşhûr olmayan mânâla r veriyorlar. Hâricîler gibişüpheli delilleri yanlış te'vil edenlere, müctehîd olan fıkıh âlimleri kâfir demediler. Fakat âsî(günahkâr), bid'at ehli ve sapık olduklarını söylediler. (İbn-i Âbidîn)Hâricîlerin temel görüş ve düşünceleri şöyle özetlenebilir: Hazret-i Osman, hazret-i Ali,Amr bin Âs, Ebû Mûsâ el-Eş'arî, hazret-i Âişe, Talhâ, Zübeyr (r.anhüm) ile Sıffînmuhârebesinde hakemlerin hükmüne râzı olanları kâfir bilirler. Büyük günâh işl eyen kâfirdirdiyerek böylelerinin ebedî cehennemlik olduğunu söylerler. Zâlim imâma (devlet başkanına)karşı çıkmayı vâcib sayarlar. (Abdülkâhir Bağdâdî)
Islamic Glossary

HÂRİKULÂDE

(Islamic Glossary) :
Olağanüstü. İnsan gücünün üzerinde, insanı hayrette bırakan âdet dışı şaşılacak iş.İnsanların bütün hareketleri, işleri, Allahü teâlânın âdet-i ilâhiyyesi içinde (bir sebeple)meydana gelmektedir. Allahü teâlâ sevdiği kullarına ikrâm ve en azılı düşmanlarını aldatmakiçin, bunlara âdetini bozarak hârikulâde şeyleri yaratmıştır. Hâr ikulâde şeyler peygamberlerdegörülürse mûcize, evliyâ denilen diğer sevdiği kullarında görülürse kerâmet denir. Hârikulâdeşeylerin peygamberlerde görülmesi lâzımdır. Evliyâda ise, şart değildir. (Seyyid AbdülhakîmArvâsî)Müslümanlar arasında evliyâ olmayanlardan meydana gelen hârikulâde hallere firâset;fâsıklardan ve kâfirlerden meydana gelenlere de istidrâc ve sihr, yâni büyü denir. (SeyyidAbdülhakîm Arvâsî)
Islamic Glossary

HÂRÛN ALEYHİSSELÂM

(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîm'de adı geçen peygamberlerden.Allahü teâlâ kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Selâm, Mûsâ ve Hârûn üzerine olsun. (Saffât sûresi: 120)(Mûsâ aleyhisselâma peygamberliği bildirilince) dedi ki: "Ve kardeşim Hârûn ise, lisânenbenden daha fasîhtir (Fasîh ve belîğ bir şekilde insanlara Hakk'ı, hakîkati anlatır). Onu banayardımcı olarak gönder ki, beni tasdîk etsin. Fir'avn ve kavminin beni yalanlamalarındankorkarım." (Allahü teâlâ buyurdu ki:) Senin bâzunu (bileğini) kardeşinle kuvvetlendireceğizve size düşmanlarınızın üzerine bir galebe ve üstünlük vereceğiz ki, onların zarârı sizeyetişmeyecek. Bu âyetlerimizle (mûcizelerimizle) onlara gidiniz. Siz ve size tâbi olanlar,(Fir'avn ve kavmine) gâlib geleceksiniz. (Kasas sûresi: 34, 35)Hârûn aleyhisselâm İsrâiloğullarına peygamber olarak gönderildi. Mûsâ aleyhisselâmınana-baba bir büyük kardeşidir. Mûsâ aleyhisselâmdan üç yaş büyüktür. Babasının ismi İmranolup, Yâkup aleyhisselâmın oğullarından Lâvî'nin neslindendir. Hârûn aleyhi sselâm, Mısır'dadoğdu. Mûsâ aleyhisselâmın en yakın yardımcısı ve vezîri idi. Çocukluğu ve gençliği Mısır'dageçti. Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselâma Tûr dağında peygamberlik emrini bildirince, Hârûnaleyhisselâma da peygamberlik verdi. Mûsâ aleyhisselâmla birlikte Fir'avn ve kavmini îmânadâvet ettiler. Fir'avn îmâna gelmedi. Mûsâ ve Hârûn aleyhimesselâma inananlara zulüm veişkence yaptı. Mûsâ ve Hârûn aleyhimesselâm İsrâiloğullarını Fir'avn'ın zulmünden kurtarmakiçin çırpındılar. Mûsâ aleyhisselâm, Hârûn aleyhisselâm ve İsrâiloğulları birlikte Mısır'danayrıldı. Kızıldeniz'den yürüyerek Sinâ Yarımadasına geçtiler. Onları tâkib eden Fir'avn veaskerleri denizde boğuldular. Mûsâ aleyhisselâm ve İsrâiloğulları Tîh çölüne geldikleri sırada,Mûsâ aleyhisselâm Allahü teâlânın emriyle Tevrât-ı şerîfi almak üzere Tûr dağına gitti. KardeşiHârûn aleyhisselâmı yerine vekîl bıraktı. Mûsâ aleyhisselâm, Tûr'da iken Hârûn aleyhisselâmıdinlemeyen İsrâiloğulları, Sâmirî adında bir münâfığın (iki yüzlü kâfirin) hîlelerine kapılarak,altın buzağı heykeli yaparak ona taptılar. Mûsâ aleyhisselâm Tûr dağından dönüşte kavmininaltın buzağı heykeline taptıklarını görünce, üzüldü. Bu hâlin sebebini Hârûn aleyhisselâmasordu. Hârûn aleyhisselâm da İsrâiloğullarının kendisini dinlemediklerini ve öldürmekle tehdîtettiklerini, Sâmirî adında birisine uyarak bu yola saptıklarını bildirdi. Mûsâ aleyhisselâm,Sâmirî'ye bedduâ etti ve İsrâiloğullarına tövbe etmelerini bildirdi. İsrâiloğulları tövbe edipTevrât'ı kabûl ettiler. Bu mücâdeleler sırasında Hârûn aleyhisselâm da Mûsâ aleyhisselâmlabirlikte gayret etti. Allahü teâlâ İsrâiloğullarına kırk sene Tîh sahrasından çıkmamak üzere cezâverdi. Bu kırk senenin sonlarına doğru, Hârûn aleyhisselâm M ûsâ aleyhisselâm'dan önce vefâtetti. Kabrinin nerede olduğu husûsunda çeşitli rivâyetler vardır. (Taberî, İbn-ül-Esîr,Nişâncızâde)
Islamic Glossary

HAVÂRÎ

(Islamic Glossary) :
Yardımcı. Îsâ aleyhisselâma îmân eden on iki kişiden her biri.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Hani havârîlere; "Bana ve Resûlüme îmân edin" diye ilhâm etmiştim. "Îmân ettik,hakîki müslümanlar olduğumuza sen de şâhid ol" demişlerdi. O vakit havârîler; "EyMeryem oğlu Îsâ! Rabbin bizim üstümüze gökten bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi. O(da) Eğer inanmış (adam) larsanız Allah (ın kudretinden ve peygamberliğimden şüpheyesapmak) tan korkun" demişti. (Mâide sûresi: 111-112)Ey îmân edenler! Allah'ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu Îsâ (da)havârîlerine; "Allah'a (yönelmiş olarak) benim yardımcılarım kim (olacak) demiş,havârîler de; "Allah'ın yardımcı (kul) ları biziz (diye) söylemişlerdi. İşte İsrâiloğullarındanbir zümre (ona) îmân etmiş, bir zümre de küfürde kalmıştı. Nihâyet biz îmân edenleridüşmanlarına karşı destekledik de bu sûretle gâlib (olarak) çıktılar. (Sâf sûresi: 14)Îsâ aleyhisselâm otuz yaşında peygamber oldu. Otuz üç yaşında diri olarak göğekaldırılınca, havârîler dağılıp bu yeni dîni yaymaya çalıştılar. Sonra İncîl diye çeşitli kitaplaryazıldı. Bunlar Îsâ aleyhisselâmı anlatan târih kitaplarına benzer idi. Asıl İncîl, ele geçmemiştir.Îsâ aleyhisselâmdan sonra dînini yayan ve Havârî adı verilen bu kimseler; Şem'un (Petrus),Yuhanna(Jahannes), Büyük Yâkûb, Petrus'un kardeşi olan Andreas, Filip (Philippus),Toma(Thomas), Bartalomi (Bartalomaus), Metiyya (Matthaus), Küçük Yâkûb, Barnabas,Yehûda (Judas) idi. (Yehûda mürted oldu (dinden çıktı). Yerine Matyes seçildi). Havârîlerinreisleri Petrus idi. (Nişâncızâde, Harputlu İshâk Efendi, Abdullah Dağıstânî)Bolüs adında bir yahûdî, hazret-i Îsâ'ya inandığını söyleyerek ve Îsevîliği yaymaya çalışıyorgörünerek gökten inen İncîl'i yok etti. Dört kişi ortaya çıkıp, on iki havârîden işittikleriniyazarak İncîl adında dört kitab meydana geldi ise de Bolüs'ün yalanları bunlara da karıştı.Barnabas adındaki havârî, Îsâ aleyhisselâmdan görüp işittiklerini en doğru şekilde yazdı ise de,Barnabas İncîli de yok edildi. (Harputlu İshak Efendi, Nişâncızâde)
Islamic Glossary

HAYDAR

(Islamic Glossary) :
Arslan. Hazret-i Ali'nin lakablarından biri.Hayber'in fethinde bulunup büyük kahramanlıklar gösteren hazret-i Ali, yahûdîlerin meşhûrpehlivanı Merhab ile karşılaştı. Merhab kendini medheden sözler söyledikten sonra hazet-i Ali;"Ben oyum ki, anam bana Haydar adını takmıştır. Ben ormanların he ybetli görünüşlü arslanıgibiyimdir. Seni bir hamlede yere serecek er kişiyimdir" diye şiirler söyleyerek Merhab'ınkarşısına dikildi. Bu şiir Merhab'a o gece kendisini bir arslanın parçaladığı şeklindeki rüyâsınıhatırlattı. Haydar, indirdiği bir kılıç darbesiyle Merhab'ın başını ikiye böldü. (İbn-i Hişâm)Hüdâyî n'oldu bu kadar peygamber,Ebû Bekr, Ömer, Osman ve Haydar,Hani Habîbullah Sıddîk-i Ekber,Bunda gelen gider bir can eğlenmez.(Azîz Mahmûd Hüdâyî)