AR


Results for "AR"

Islamic Glossary

ESRÂR

(Islamic Glossary) :
Sırlar, gizli ve akıl ermeyen şeyler. (Bkz. Sır)Bâtın (kalb, rûh, hakîkat) ilmi, Allahü teâlânın esrârından bir sırdır. (Hadîs-işerîf-Künûz-üd-Dekâik)Hak teâlânın bana ihsân eylediği esrârın tamâmını, Sıddîk'ın (hazret-i Ebû Bekr)kalbine akıttım. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât)Resûlullah'tan iki ilim edindim ki, birini beyân eyledim (açıkladım). Diğerini açıklasamöldürülürüm. O, esrâr ilmidir ki, herkes onu anlayamaz. (Ebû Hüreyre)Hadîs-i şerîfte; "Âlimler peygamberlerin vârisleridir" buyruldu. Peygamberlerin(aleyhimüsselâm) bıraktıkları ilim iki türlüdür. Biri ahkâm, yapılacak ve sakınılacak şeyler,diğeri esrâr bilgileridir. (İmâm-ı Rabbânî)Esrârın çoğu, kayda ve kitâba gelmez. Sohbet ve berâber bulunmağa bağlıdır. (İmâm-ıRabbânî)
Islamic Glossary

EŞ'ARÎ

(Islamic Glossary) :
1. Ehl-i sünnet vel-cemâat yolunun iki büyük imâmından biri. Ebü'l-Hasen Ali bin İsmâilEş'arî. 879 (H. 266) yılında Basra'da doğdu. 941 (H. 330) yılında Bağdâd'da vefât etti.İmâm-ı Eş'arî ve İmâm-ı Mâtürîdî, selef-i sâlihînin (ilk devir müslümanlarının) bildirdikleriîtikâd (îmân) bilgilerini açıklamışlar, kısımlara bölmüşler, insanların anlayabileceği bir şekildeyaymışlardır. İmâm-ı Eş'arî, İmâm-ı Şâfiî'nin talebesi zincirinde bulunmaktadır. İmâm-ıMâtürîdî de, İmâm-ı a'zamEbû Hanîfe'nin talebeleri zincirinin büyük bir halkasıdır. Eş'arî veMâtürîdî, hocalarının îtikâddaki ortak olan mezheblerinden dışarı çıkmamış, mezhebkurmamıştır. Bu ikisinin ve hocalarının ve dört mezheb imâmının tek bir îtikâdı vardır. Bu daEhl-i sünnet vel-cemâat ismi ile meşhûr olan îtikâd mezhebidir. Bu fırkada bulunanlarınîtikâdları, inanışları, Eshâb-ı kirâmın ve Tâbiînin ve Tebe-i tâbiînin inanışlarıdır.(Taşköprüzâde)2. Ehl-i sünnet vel-cemâat îtikâdını Ebü'l-Hasen Eş'arî hazretlerinin açıkladığı şekildeöğrenip inanan.
Islamic Glossary

EZKÂR

(Islamic Glossary) :
Zikirler. (Bkz. Zikr)
Islamic Glossary

FÂİL-İ MUHTÂR

(Islamic Glossary) :
İstediğini yapan.Allahü teâlâ fâil-i muhtârdır. Hiçbir işi yapmaya mecbûr değildir. Yaptıkları şey için dekimse O'na bunu niçin yaptın diyemez. Eski Yunan felsefecileri, akılları ermediğinden, Allahüteâlânın fâil-i muhtâr olduğunu inkâr ettiler. (Muhammed Ma'sûm)Ey müslüman! İyi bil ki gördüğün, işittiğin her şey, meydana gelen bütün şeyler madde vecisim, bunların özellikleri, akıllar, fikirler, düşünceler, gökler, yıldızlar, elementler ve bileşikcisimler yok idi. Hepsi fâil-i muhtâr olan Allahü teâlânın istemesi ve yaratması ile var oldu.(İmâm-ı Rabbânî)Beled ve Şems sûresinin sekizinci âyetleri Allahü teâlânın insanlara maddî ve mânevîkuvvet verdiğini iyi ve fenâ yolları ayırdığını ve yaptığı işin mes'ûliyetinin (sorumluluğunun)insana âit olacağını açıkça anlatmaktadır. Görülüyor ki, insan bir yö nden fâil-i muhtârdır. Busebeble her işinden dünyâda ve âhirette mes'ûldür. (Muhammed Ma'sûm)
Islamic Glossary

FARÎDÂT-I ÂDİLE

(Islamic Glossary) :
Dînimizin dört temel kaynağından icmâ' ve kıyâs. (Bkz. İcmâ', Kıyâs)İlim üçtür: Âyet-i muhkeme (hükmü açık âyet-i kerîmeler), sünnet-i kâime (Peygamberefendimizin hadîs-i şerîfleri, mübârek söz ve davranışları) ve farîdât-ı âdile. (Hadîs-i şerîf-Ebû Dâvûd)