Results for "FÎ"

Ottoman - Turkish Dictionary

FIKDAN-ÜL AHBAB

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Ahbab yokluğu. Ahbabsızlık.
Ottoman - Turkish Dictionary

FIKH-I EKBER

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Yüksek fıkıh. Dinî bilgilerin en mühim olanı. İmana dair ilim. * İmam-ı Azam hazretlerinin meşhur eserinin ismi.
Ottoman - Turkish Dictionary

FIKIH

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Fıkh) Derin ve ince anlayış. Bir şeyi, hakkı ile, künhü ile bilmek. İnsanlar arasındaki ilişkilerle ilgili olarak dinî hükümleri ayrıntılı delilleriyle bilmek. Müslümanlar, müslüman olmaları itibariyle Allah'ın emirlerine tâbidirler, uyarlar. Fıkıh ilmi, hangi şartlarda Allah'ın hangi emrinin nasıl uygulanacağını inceler. * Bilmek, anlamak. * Kapalı bir şeyin hakikatına nazarı infaz edebilmek. * Kendisine hüküm taalluk eden hafi bir mânaya muttali' olmak. * Ist: İslâm Hukuku. * İnsanın amel ciheti ile lehine ve aleyhine olan şer'i hükümleri bir meleke halinde bilmesi. Diğer bir ta'rif ile: Ameliyata; yâni, ibadet, ukubat ve muamelâta âit şer'î hükümleri mufassal delilleri ile bilmek. Bu ahkâmı bilmeğe "Fakahet" ve bu ahkâmı böylece bilen zata da "Fakih" denir. Cem'i "fukahâ"dır. Fıkıh ilmini tahsil etmeğe de "tefekkuh" denir... (Ist. Fık. K. Cilt:1, sh: 20)
Ottoman - Turkish Dictionary

FİKR

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Fikir) Akıl. * Re'y, istek, düşünce.
Ottoman - Turkish Dictionary

FİKR-İ ÂMİYANE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Bayağı fikir, alelâde düşünce.