M


Results for "M"

Medicine and Hematology Glossary

ERİTROLÖSEMİ

(Medicine and Hematology Glossary) :
Di Guglielmo adıyla da bilinir. Pozitif Coombs testi, hipergammaglobulinemi, anti nükleer antikor (ANA) ve romatoid faktör pozitifliği gibi immünolojik bozukluklarla birlikte olabilir. Seröz boşluklarda sıvı toplanmaları görülebilir. Kemik iliği incelemesinde tüm çekirdekli hücrelerin %50'den fazlası eritroid seri prekürsörlerinden oluşur. Non-eritroid hücrelerin %30'dan fazlası blasttır. Belirgin diseritropoezis bulguları vardır. Eritroid seri megaloblastiktir, 2-3 loplu çekirdeği olan eritroblastlar, nükleus fragmantasyonları görülür. Demir boyası ile ringed sideroblastlar görülebilir. Periferik kan yaymalarında eritroblastlar ve çekirdekli eritrositler vardır. Monoklonal antikorlarla eritroblastlarda glycophorin-A antijeni (+) bulunması tanıya yardımcıdır. Spektrin ve ABH antijenlerinin bulunması da tanıyı destekler. Sitokimyasal incelemelerde PAS (+)'dir. Tanı için kemik iliğindeki tüm çekirdekli hücrelerin en az %50'sinin eritroblast olması ve eritroid dışı çekirdekli hücrelerin %30'unun myeloblast olması gerekir. Ayrıcı tanısı MDS'nin RAEB formu ve diğer AML tipleri arasında yapılmalıdır. Ayırıcı tanı. Kemik iliğinde eritroblastlar %50'den fazlaysa ve non-eritroid hücrelerin %30'dan fazlası blast ise tanı eritrolösemi, eritroblastlar %50'den fazla ve non-eritroid hücrelerin %30'dan azı blast ise tanı MDS, eritroblastlar %50'den az ve tüm hücrelerin %30'dan azı blast ise tanı MDS, eritroblastlar %50'den az ve tüm hücrelerin %30'dan çoğu blast ise tanı AML'dir. Ancak eritrolökeminin gerçek tanısının bu şekilde olamayacağı kanısında olanlarda vardır. Bu düşünceye göre eritroblastlar %50'den fazla ve non-eritroid hücrelerin %30'dan azı blast ise tanı displastik eritroid hiperplazi (DEH), eritroblastlar %50'den fazlaysa ve non-eritroid hücrelerin %30'dan fazlası blast ise FAB-M6, proeritroblast sayısı %30'dan fazlaysa gerçek eritrolösemi (true eritrolösemi - TEL) denilmelidir. ERİTROMELALJİ : El ve ayak parmaklarında ağrı, yanma, morluk ve şişme. Esansiyel trombositemide görülür. Reaktif trombositozlarda hiçbir zaman olmaz. Bu nedenle olayın esansiyel trombositemideki platelet fonksiyon bozukluğuna bağlı olduğu kabul edilmektedir. Tedavisinde coumarin etkisizdir. Düşük doz aspirin çokı kısa sürede tedavi edicidir.
Medicine and Hematology Glossary

ERİTROSİT DAĞILIM GENİŞLİĞİ

(Medicine and Hematology Glossary) :
(RDW - Red cell distribution width): Eritrosit anizositozunun göstergesidir. Otomatik kan analiz aletleri RDW değerini saptayabilir. Normal RDW değeri %11,5-14,5 arasındadır.
Medicine and Hematology Glossary

ERİTROSİT MEMBRANI

(Medicine and Hematology Glossary) :
Protein (%50), lipid (%40) ve karbonhidratlardan (%10) oluşur. Membran proteinlerinden önemli olanlar Band 3 protein, glycophorin ve Spektrindir. Band 3 protein ve glycophorin eritrosit membranında içten dışa kadar uzanırlar. Spectrin eritrosit membranının iç yüzünde, membranın hemen altında yer alır. Sarmal şeklinde bir yapısı vardır. Spektrin Band 4.1 protein ile membrana, Ankyrin ile de Band 3 proteine tutunur. Spektrin sarmallarının birbirine tutunmasında Actin molekülleri görev alır. Spektrin eritrositin bikonkav disk şeklini korumasında rol alan en önemli yapıdır.
Medicine and Hematology Glossary

FAB FRAGMANI

(Medicine and Hematology Glossary) :
Immünglobulin molekülünde bulunan, antijen bağlayan fragman.
Medicine and Hematology Glossary

FAB SINIFLAMASI

(Medicine and Hematology Glossary) :
FAB terimi French-American-British sözcüklerinin baş harflerinden oluşur. Akut lenfoblastik lösemi (ALL) ve akut myeloblastik lösemide (AML) neoplastik hücrelerin morfolojik özelliklerine göre yapılan bir sınıflama sistemidir. FAB sınıflaması için wright boyaması, sitokimyasal boyalar ve bazı durumlarda (ör: AML - M7) elektron mikroskopla platelet peroksidaz pozitifliğinin gösterilmesinden de yararlanılır. FAB'a göre ALL olguları 3, AML olguları 7 kategoriye ayrılır. Hücre morfolojisine göre yapılmış bir sınıflama olmakla birlikte her grubun klinik davranışı, hatta tedaviye yanıtları farklıdır. Bu sınıflamanın doğru yapılabilmesi için periferik kan örnekleri ile karar verilmesi yeterli değildir, mutlaka kemik iliği yayması incelenmelidir.