çizgi
ÇİZGİ KAYNAK
(Meteorological Glossary) :
(LINE SOURCE) [i]Atmosfer kirleticilerinin yarattığı tehlikenin bir alanı değil sadece izlediği yolu kapsaması durumu. Bu kirleticiler yayılarak çevrede bir alanı etkilemek yerine sadece bir patika izleyerek belli bir rotayı etkilerler. Örneğin; karayollarında seyreden araçlardan çıkan zararlı gazlar geniş bir alanda değil sadece karayolu boyunca etkili olur.
çizgi
(Turkish - English dictionary) :
1. line. 2. stripe; stria, striation. 3. mark, dash. 4. scratch, scar; score. 5. line, wrinkle, furrow. 6. part (in a person´s hair). 7. line (of action or thought). 8. line, boundary, limit. çekmek to draw a line. çizgi striped. film animated cartoon. resim line drawing, sketch. roman comic book.
çizgilemek
(Turkish - English dictionary) :
/ı/ 1. to draw a line on, line. 2. to line, mark (something) with lines, rule. 3. to stripe, striate.
çizgili
(Turkish - English dictionary) :
1. lined, with lines, ruled. 2. striped: çizgili pijama striped pajamas. 3. lined, wrinkled, furrowed. çek Brit. crossed check. kas anat. striated muscle.
çizgilik
(Turkish - English dictionary) :
ruler, straightedge.