İNDÎ s. Kendince.
İNDÎŞahsi. Keyfi. Zati. Kendine göre. * Bana göre. Bence.
indisubjective, based on personal opinion (as opposed to thorough and objective study).
IndiaHindistan
Indiai. Hindistan.
India inkçini mürekkebi.
Indiani. 1. Hintli. 2. Kızılderili. s. 1. Hint; Hindistan; Hindistan´a özgü. 2. Hintli. 3. Kızılderili, Kızılderililere özgü. 4. Kızılderili.
Indian cornİng. mısır.
Indian file tek sıra (yürüyüş).
Indian hemphintkeneviri.
Indian lotus hintfulü.
Indian mealİng. mıısır unu.
Indian ricehintpirinci.
Indian summer pastırma yazı.
Indian yellowhintsarısı.
Indianer - {indi'a:nır} r Kızılderili.
İNDİBAG Deri tabaklama.
indicadorgösterge
indicargöstermek
indicarişaret etmek
indicate(Türk Bilişim Terimlerinden) göstermek
indicatef. işaret etmek, göstermek, imlemek.
indicate, togöstermek
indicateurgösterge
indicatifalan kodu
indicating (measuring) instrumentgösterici alet
indicating circuitgösterge devresi
indicating devicegösterge elemanı
indicating measuring instrumentgöstergeli ölçme aygıtı
indicationi. 1. bildirme, anlatma, gösterme. 2. belirti, delil, gösterge, işaret.
indication of a measuring instrumentölçme aygıtının gösterge değeri
indicativoalan kodu
indicato ag gösterilmiş; uygun.
indicatorindikatör
indicator(Türk Bilişim Terimlerinden) gösterge
indicatori. gösterge, ibre.
indicator travelgösterge yolalımı
indiceipucu
indicedizin
indiceindeks
indice m işaret parmağı.
indicioipucu
indictf. for ile suçlamak.
indictmenti. 1. iddianame, savca. 2. suçlama. 3. dava açma.
IndienHintli
IndienKızılderili
Indien{'indiın} Hindistan.
indietro pr geri, geriye, arkada.
İNDİFA is. (Yanardağlar hk.) Püskürme.
İNDİFA Def olma. * Meydana çıkma. Yerden fışkırma. * Söze girişme. * Geri çekilme. * Başlama. * Teveccüh eyleme. * Yer yer baş gösterme.
indifa,-aı (volcanic) eruption. etmek to erupt.
İNDİFA-İ BÜRKANÎ Volkan püskürüğü, yanardağdan çıkan lâvlar.
İNDİFAÎ Püskürme ile alâkalı. * Püskürük.
İNDİFAK (Su) birdenbire ve şiddetle dökülme.
İNDİFAK-I NEHR Nehrin şiddetle dökülmesi.
indifferencei. ilgisizlik; aldırmazlık.
INDIFFERENCE CURVE ANALYSISKAYITSIZLIK ANALİZİKayıtsızlık Analizi , tüketicinin gereksinimleri ile onları karşılayabilecek faydalı mal ve hizmetler arasındaki ilişkiyi açıklayan tüketici dengesidir.Bu analizde ordinal yani sırasal bir fayda söz konusudur.
INDIFFERENCE CURVESKAYITSIZLIK EĞRİLERİKayıtsızlık Eğrileri , sınırlı kaynaklara sahip tüketiciye aynı tatmin seviyesini sağlayan farklı iki malın sonsuz sayıdaki bileşimlerinin geometrik yerine verilen addır.A ve B gibi iki farklı malı satın alarak bileşimlerinin aynı tatmini sağladığını varsayarsak , A malının yatay B malının ise dikey bir eksende bulunduğu bir diyagramda tüketicinin bu mallardan satın alarak oluşturduğu bileşimler kayıtsızlık eğrisini meydana getirmektedir.Kayıtsızlık Eğrileri'nin eğimi, malların marjinal ikame oranına eşittir.
INDIFFERENCE MAPKAYITSIZLIK PAFTASIKayıtsızlık Paftası ,tüketicinin A ve B gibi iki farklı maldan yaptığı farklı bileşimler sonucu farklı seviyeleri gösteren kayıtsızlık eğrilerinin tümüdür.Aynı eğri üzerinde bulunan her noktanın sağladığı mal bileşimi farklı olsa da tüketiciye sağlayacağı tatmin aynıdır.Kayıtsızlık Eğrileri orijinalden uzaklaştıkça daha yüksek bir tatmine ulaşıldığını göstermektedir.Fakat burada iki eğri arasındaki uzaklık "ne kadar" daha fazla tatmin seviyesi sağlanabileceğini belirtmez.
indifferents. 1. ilgisiz; aldırmaz, umursamayan. 2. vasat, sıradan.
indígenayerli
indigèneyerli
indigenouss. 1. yerli. 2. to (bir yere) özgü, (bir yerde) doğal olarak bulunan/yetişen.
indigents. yoksul, fakir.
indigentemeteliksiz
indigestibles. hazmedilemez.
indigestioni. sindirim güçlüğü, hazımsızlık, mide fesadı.
indignants. (haksızlıktan dolayı) kızgın, öfkeli.
indignationi. (haksızlıktan dolayı) kızgınlık, öfke.
indignityi. küçük düşürücü hareket, hakaret; onur kırıcı durum.
indigoi. 1. çivit rengi, çivit mavisi. 2. bot. çivitotu, indigo, Indigofera tinctoria. s. çivit rengi, çivit mavisi, çividi.
indigo plantbot. çivitotu, indigo, Indigofera tinctoria.
indigo blueçivit rengi, çivit mavisi.
indigo-blues. çivit rengi, çivit mavisi, çividi.
İNDİHAŞÇok korkma, dehşete düşme.
indikativ e {'indikati:f} r dilb. bildirme kipi.
indikatörindicator (instrument which makes a diagram showing how well a machine is performing).
İNDİMAC Kenetlenme. Dürülüp birbirine geçme.
İNDİMAL Yara iyi olma, kapanma.
İNDİMAM Pişman olma.
İNDİMİZDE t. Bize göre, bizce, yanımızda.
indinde/ın/ obs. 1. in (one´s) opinion, according to. 2. in the presence of, before. 3. in comparison to.
indioHintli
indioKızılderili
indiquergöstermek
indiquerişaret etmek
İNDİRA' Bir işe girişme, bir şeye teşebbüs etme. * Öne geçme. * Buluttan kurtulma.
İNDİRA-İI MÂ' Suyun dağılıp yayılması.
İNDİRAC Dahil olma. İçeri girme, katılma. * Nesil tamamen tükenip halefi kalmama.
İNDİRAS Zail olma, eseri kalmama, mahvolma. Bozulma.
indirectdolaylı
indirect(Türk Bilişim Terimlerinden) dolaylı
indirects. 1. dolaylı. 2. dolaşık, dolambaçlı.
indirect acting elementdolaylı eylemli alet
indirect addressingdolaylı adresleme
indirect bilirubinindirekt bilirubin
indirect cost dolaylı masraf.
indirect ddress(Türk Bilişim Terimlerinden) dolaylı adres
indirect instructiondolaylı komut