AKÎDE


Results for "AKÎDE"

Ottoman - Turkish Dictionary

VELEDİYET AKİDESİ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hristiyanlıkta bir bâtıl akide. (Bak: Teslis)(İslâmiyet, tevhid-i hakiki dinidir ki; vasıtaları, esbabları ıskat ediyor. Enaniyeti kırıyor, ubudiyet-i hâlisa te'sis ediyor. Nefsin rububiyetinden tut, tâ her nevi rububiyet-i bâtılayı kat'ediyor, reddediyor. Bu sır içindir ki; havastan bir büyük insan tam dindar olsa enâniyeti terketmeye mecbur olur. Enaniyeti terketmiyen, salâbet-i diniyeyi ve kısmen de dinini terkeder.Şimdiki Hristiyanlık dini ise; "Velediyet Akidesi"ni kabul ettiği için, vesait ve esbaba te'sir-i hakiki verir. Din nâmına enaniyeti kırmaz; belki Hazret-i İsâ Aleyhisselâm'ın bir mukaddes vekili diye, o enaniyete bir kudsiyet verir. Onun için, dünyaca en büyük makam işgal eden Hristiyan havasları, tam dindar olabilirler. Hattâ Amerika'nın esbak Reis-i Cumhuru Wilson ve İngiliz esbak Reis-i Vükelâsı Loid George gibi çoklar var ki, mutaassıb birer papaz hükmünde dindar oldular. Müslümanlarda ise, öyle makamlara girenler, nâdiren tam dindar ve salâbetli kalırlar. Çünki, gururu ve enaniyeti bırakamıyorlar. Takvâ-yı hakiki ise, gurur ve enaniyetle içtima edemiyor. M.)
Islamic Glossary

AKÎDE

(Islamic Glossary) :
İnanılacak şey. (Bkz. Akâid ve Îtikâd)
Islamic Glossary

Mün'akide Yemîni

(Islamic Glossary) :
İleride yapacağım veya yapmıyacağım diyerek yalan yere yemîn. (Bkz. Yemîn)Mün'akide yemîni üç türlü olur: Birincisinde zaman bildirilmez. İkincisinde zaman bildirilir.Üçüncüsü ise şarta bağlanan yemindir. Üçünde de yemini bozunca keffâret vermek lâzımdır.Yemîn bozulmadan önce, keffâret verilmez. (İbn-i Âbidîn)
Islamic Glossary

Yemîn-i Mün'akıde

(Islamic Glossary) :
Geleceğe âit bir iş hakkında meselâ ilerde yapacağım veya yapmayacağım diyerek yapılanyemîn.Mün'akıde yemin üç türlüdür: Birincisi zaman bildirmeden yapılır.Meselâ döğeceğim diyeyemîn edince, ikisi de sağ kaldıkça, döğmezse yemîn bozulmaz.Biri ölünce bozulur.Döğmeyeceğim diye yemîn edince, ölünceye kadar döğmezse, sonsuz olarak bozulmaz. Birkerre döğerse bozulur. Keffâret denilen cezâsını yerine getirir ve yemin biter. İkinci defâdöğerse, keffâret vermez. İkincisi, zaman bildirilerek yapılan yemindir. Zamânı gelmedenbozarsa, keffâret lâzım olur. Zamânı gelmeden önce ölürse yemin b ozulmaz. Üçüncüsü, şartabağlı yemindir. Yemin ettiği şeyin yapılıp, yapılmamasını, kendinin veya başkasının bir şeyiyapıp yapmamasına bağlamaktır. Zaman söylenmedi ise, hemen yapmak, zaman söylendi ise,zamânın sonuna kadar yapmak lâzımdır. Kalkıp gelmezsen vallahi seni döğerim demek bu çeşitbir yemindir. (Merginânî, İbn-i Âbidîn)
Turkish - English dictionary

akide

(Turkish - English dictionary) :
religious faith, creed. yi bozmak to act contrary to the faith and practice of the community. si bozuk loose in religious convictions.