ARİYA
ZARİYAT
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kırıp ufalayan, toz duman edip götüren kuvvetler. * Velud kadınlar. (Bak: Zerv)
ZARİYAT SURESİ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kur'an-ı Kerim'in 51. suresidir. Mekkîdir.
ARİYA
(Nautical Dictionary) :
Yelkenin, sancağın veya çubukların aşağıya indirilmesi [Ariya sancak, ariya kürek]
ZÂRİYÂT SÛRESİ
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmin elli birinci sûresi.Zâriyât sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi). Altmış âyettir. Zâriyât kelimesi ile başladığından,bu isim verilmiştir. Sûrenin başındaki âyet-i kerîmeler, öldükten sonra dirilmenin, âhirethayâtının ve âhirette mükâfât ve cezânın vukû bulacağını, pek m uazzam kudret eserlerinin birkısmına yeminle beyân edilmiştir. (İbn-i Abbâs, Râzî, Kurtubî)Zâriyât sûresinde meâlen buyruldu ki:Şüphesiz ki muttakîler (takvâ sâhipleri) , Cennetlerde pınar başlarındadır. Rablerininkendilerine verdiğinden râzı oldukları hâlde. Doğrusu onlar bundan önce güzel amelişleyenlerdi. (Âyet: 15,16)Kim Zâriyât sûresini okursa, Allahü teâlâ ona, dünyâda cereyân eden ve esen her birrüzgârın adedi için on hasenât (sevâb) verir. (Hadîs-i şerîf-Envâr-ut-Tenzîl)
nazariyat
(Turkish - English dictionary) :
,-tı 1. theories. 2. theoretical matters.