AYN


Results for "AYN"

Turkish - Turkish dictionary

AYN

(Turkish - Turkish dictionary) :
is. 1. Göz, 2. Aslı, kendisi.
Ottoman - Turkish Dictionary

AYN

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(C.: A'yan-A'yun-Uyûn) Göz. * Pınar, kaynak. Çeşme. * Tıpkısı, tâ kendisi. * Zât. * Eşyanın hakikatı. * Kavmin şereflisi. * Diz. * Altın. * Nazar değme. * Casus. * Her şeyin en iyisi. * Muayene etmek.
Islamic Glossary

AYN

(Islamic Glossary) :
Birşeyin kendisi.1. Boşlukta yer kaplayan ve ağırlığı olan yâni tartılabilen her şey, madde, cisim.Dünyâ ayn ve araz (özellikler) dan meydana gelmiştir. Meselâ kalem, silgi birer ayndır.Bunların rengi, kokusu ise, arazdır. (Seyyid Şerîf Cürcânî, Teftezânî)2. Alış-verişte, belli, meydanda, mevcut ve hâzır olan veya hâzır olmayıp da bulunduğuyeri, cinsi, miktârı belli edilen mal.Alış-verişte söz kesilirken, ayn olan malın kendisini vermek lâzımdır. Benzeri hattâ dahaiyisi olması için müşteri (alıcı) zorlanamaz. Fakat müşteri rızâsı ile alırsa mukâyada satışı, yânibelli bir malı, başka belli bir mal, ile değiştirmek olur. (İbn-i Âbidîn)Altın ve gümüşten başka mallar, söz kesilirken tâyin etmekle (belirlemekle) ayn olurlar.Deyn olan (tâyin edilmeyen) mal altın ve gümüş, sözleşmede ayrılmadan önce kabz olunmakla(eline almak ve cebine koymakla) ayn olurlar. (İbn-i Âbidîn)3. İnsanın zekât için ayırdığı ve yanında hazır bulunan malı.Ayn olan malın zekâtını ayn olarak vermek lâzımdır. Ayn olan malın kırkta biri ayrılıpverilir. (İbn-i Âbidîn)Deyn olan (başkasında bulunan) malın zekâtı, ayn olarak verilir. Yâni, başkasında bulunanmalının zekâtını, hazır olan malından vermek lâzımdır. Hâzır malı yoksa başkasındaki malındanzekât miktârını isteyip, teslim alıp, sonra bu fakire verilir. (İbn-i Âbidîn)Ayn olan malın zekâtını deyn olarak vermek câiz değildir. Yâni hâzır olan malın zekâtıolarak fakirdeki alacağını bu fakire bağışlamak câiz değildir. (İbn-i Âbidîn)
Islamic Glossary

Ayn Harfi

(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmde Ömer-ül-Fârûk'un radıyallahü anh namaz kıldırırken, ayakta okumayıbitirip, rükû'a eğildiği yeri gösteren işâret. Ayn harfi hep âyet-i kerîmelerin sonundabulunmaktadır.
Ottoman - Turkish Dictionary

AYN-EL YAKÎN

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Ayn-ül yakîn) Göz ile görür derecede görerek, müşâhede ederek bilmek. (Bak: Yakîn)(İman-ı tahkikîde pek çok meratib var. O mertebelerden ilm-el yakîn mertebesi çok bürhanların kuvvetleriyle binler şüphelere karşı dayanır. Halbuki taklidî iman ise bir şüpheye karşı bazan mağlup olur. Hem iman-ı tahkikînin bir mertebesi de, ayn-el yakîn derecesidir ki, çok mertebeleri var. Belki Esma-i İlâhiye adedince tezahür dereceleri var. Bütün kâinatı bir Kur'an gibi okuyabilecek derecesine gelir. Ve bir mertebesi de, hakk-al yakîndir ki, onun da çok mertebeleri var. Böyle imanlı zatlara şübehat orduları hücum da etse, bir halt edemez. R.N.)