EREK


Results for "EREK"

Ottoman - Turkish Dictionary

BEREKET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Bolluk. Çokluk. Feyiz. Cenab-ı Hakk'ın lütfu, ihsanı. Uğurluluk. Meymenet, saadet.(.. Kanaat-ı kat'iye verecek derecede tecrübeler vardır ki: Nasıl çocukların aczlerine binâen rahmet tarafından rızıkları hârika bir sûrette memeler musluklarından gönderiliyor ve akıttırılıyor... Öyle de, mâsumiyet kesbeden imanlı ihtiyarların rızıkları da, bereket sûretinde gönderiliyor. Hem bir hânenin bereket direği, o hanedeki ihtiyarlar olduğu; hem bir hâneyi belâlardan muhafaza edici, içindeki beli bükülmüş mâsum ihtiyarlar ve ihtiyareler bulunduğu, Hadis-i Şerifin bir parçası olan $ yani: "Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasaydı, belâlar sel gibi üzerinize dökülecekti." diye ferman etmekle, bu hakikatı isbat ediyor. L.)
Ottoman - Turkish Dictionary

BİHTEREK

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Farslılarca, 120 senede bir def'a 13 ay kabul edilen yılın ismi.
Ottoman - Turkish Dictionary

CERAİM-İ MÜŞTEREKE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Müşterek işlenen suçlar. Ortak kabahatlar.
Ottoman - Turkish Dictionary

DEREK

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Urgan ucuna eklenip, kovanın kulpuna bağlanan ip parçası (urgan suya değmesin diye) * Kiriş uçlarında olan halka (yayın başlarına geçirirler.)
Ottoman - Turkish Dictionary

DEREKA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(C.: Deruk) Sığır derisinden yapılan kalkan.