FELÂH
FELAHAT
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Çiftçilik, ekincilik, ziraat, haraset. (Bak: Filahet)
HAYYE-ALEL-FELAH
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Felaha gelin. Toplanın hayır ve ni'metlere, ebedi selâmete... Allah huzuruna gel. Refah ve itmi'nana mucib olacak namaza yetiş. (Bak: Felah)
FELÂH
(Islamic Glossary) :
Kurtuluş, selâmet, mutluluk, hayır ve nîmetlerde, râhatta dâim olmak.Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:Sizden öyle bir cemâat (topluluk) bulunmalıdır ki, (onlar herkesi) hayra çağırsınlar,iyiliği emretsinler, kötülükten vazgeçirmeğe çalışsınlar. İşte onlar felâha erenlerin tâkendileridir. (Âl-i İmrân sûresi: 104)Mü'minler (Allahü teâlânın birliğine inananlar) muhakkak felâh bulmuştur. (Mü'minûnsûresi: 1)İlmi, kibirlenmek, kendini büyük göstermek için istiyenlerden hiç biri felâh bulmamıştır.İlmi; tevâzû (alçak gönüllülük) ve insanlara hizmet için isteyen, elbette felâh bulur. (İmâm-ıŞâfiî)Başkalarının zarar görmesine sevinen kişi felâha kavuşamaz. (Bennân el-Hammâl)
felah
(Turkish - English dictionary) :
recovery, restoration to health and prosperity; deliverance. bulmak to recover one´s health or peace of mind.