HABBE
MUHABBETULLAH
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Cenab-ı Hakk'a karşı beslenen ihlâslı sevgi.(...Sende, senin nefsine olan şedid muhabbetin O'nun zâtına karşı muhabbet-i zâtiyedir ki, sen su-i istimal edip kendi zâtına sarfediyorsun. Öyle ise, nefsindeki eneyi yırt, hüveyi göster. Ve kâinata dağınık bütün muhabbetlerin, O'nun esmâ ve sıfâtına karşı verilmiş bir muhabbettir. Sen su-i istimal etmişsin, cezasını da çekiyorsun. Çünkü yerinde sarfolunmayan bir muhabbet-i gayr-i meşruanın cezası, merhametsiz bir musibettir. Rahman-ür-Rahim ismiyle hurilerle müzeyyen Cennet gibi senin bütün arzularına câmi' bir meskeni, senin cismani hevesatına ihzar eden ve sair esmâsiyle senin ruhun, kalbin, sırrın, aklın ve sair letâifin arzularını tatmin edecek ebedi ihsanatını, o cennette sana müheyya eden ve her bir isminde mânevi çok hazine-i ihsan ve kerem bulunan bir Mahbub-u Ezelinin, elbette bir zerre muhabbeti, kâinata bedel olabilir. Kâinat O'nun bir cüz'i tecelli-i muhabbetine bedel olamaz. S.)(Velâyet yollarının ve tarikat şubelerinin en mühim esası ihlâsdır. Çünkü, ihlâs ile hafi şirklerden halâs olur. İhlâsı kazanmıyan, o yollarda gezemez ve o yolların en keskin kuvveti, muhabbettir. Evet muhabbet; mahbubunda bahaneler aramaz ve kusurlarını görmek istemez. Ve kemâline delâlet eden zayıf emâreleri, kavi hüccetler hükmünde görür. Dâima mahbubuna tarafdardır.İşte bu sırra binaendir ki, muhabbet ayağı ile marifetullaha teveccüh eden zâtlar şübehata ve itirâzata kulak vermezler, ucuz kurtulurlar. Binler şeytan toplansa, onların mahbub-u hakikisinin kemâline işaret eden bir emareyi, onların nazarında ibtal edemez. Eğer muhabbet olmazsa, o vakit kendi nefsi ve şeytanı ve harici şeytanların ettikleri itirazât içinde çok çırpınacak. Kahramancasına bir metanet ve kuvvet-i imân ve dikkat-ı nazar lâzımdır ki, kendisini kurtarsın.İşte bu sırra binaendir ki, umum meratib-i velâyette, mârifetullahtan gelen muhabbet, en mühim mâye ve iksirdir. Fakat muhabbetin bir vartası var ki, ubudiyyetin sırrı olan niyazdan, mahviyetten, naza ve dâvaya atlar, mizansız hareket eder. Mâsiva-yı İlâhiyeye teveccühü hengâmında, mâna-yı harfîden mâna-yı ismîye geçmesi ile, tiryak iken zehir olur. Yâni gayrullahı sevdiği vakit Cenab-ı Hak hesabına ve onun nâmına, onun bir âyine-i esmâsı olmak ciheti ile rabt-ı kalb etmek lâzım iken; bazan o zâtı o zât hesabına kendi kemâlât-ı şahsiyesi ve cemâl-i zâtîsi nâmına düşünüp, mâna-yı ismîyle sever. Allah'ı ve Peygamber'i düşünmeden yine onları sevebilir. Bu muhabbet, muhabbetullaha vesile değil, perde oluyor. Mâna-yı harfî ile olsa, muhabbetullaha vesile olur, belki cilvesidir denilebilir. M.)( $ âyetinde i'cazlı bir îcaz vardır. Çünki çok cümleler, bu üç cümlenin içinde dercedilmiştir. Şöyleki: Şu âyet diyor ki: "Allah'a (Celle Celâluhu) imanınız varsa elbette Allah'ı seveceksiniz. Mâdem Allah'ı seversiniz, Allah'ın sevdiği tarzı yapacaksınız. Ve o sevdiği tarz ise, Allah'ın sevdiği zâta benzemelisiniz. Ona benzemek ise, ona ittiba etmektir. Ne vakit ona ittiba etseniz. Allah da sizi sevecek. Zâten siz Allah'ı seversiniz, tâ ki, Allah da sizi sevsin". L.)
SECDE-BER-ZEMİN-İ HAYRET VE MUHABBE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hayret ve muhabbetle yere secde etmek.
MUHABBET
(Dream Dictionary of Phrase) :
Sevgi ve aşk üzüntü ve kedere, akıl ölçülerinin dışına çıkmaya; dünya sıkıntısına, hastanın vefatına; Birine aşırı derecede tutkun olmak dince ve malca noksanlığa, Allah aşkı ve neticete kişiyi gerçek aşka ulaştıran makul ve dozunda sevgi asalete, yaratıılış güzelliğine, Kişinin eşini sevmesi her türlü hayra, dünya ve ahiretin güzel nimetlerine, sünnete uymaya, Sevdiği ile vuslata ermek bazen ölüme; nikahsız sevgilisiyle cinsi münasebette bulunmak cezaya çarptırılmaya, sevgidi kendi eşiyle arzu ettiği şeye nail olmaya delalet eder. (Ayrıca Bakınız; Aşk / Aşık.)
MUHABBET
(Islamic Glossary) :
Sevgi. Aşırı düşkünlük.Allahü teâlâ buyurdu ki: Benim için birbirini sevenlere, benim için biraraya gelipoturanlara, benim için birbirini ziyâret edenlere, benim için birbirine verenleremuhabbetim vâcibdir. (Hadîs-i kudsî-Senâullah-i Pânî Pûtî)Benim muhabbetim; benim yolumda birbirine muhabbet edenler, hâlis sevgigösterenler ve benim sevgim uğrunda harcıyanlar için hak oldu. (Hadîs-işerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)Benim muhabbetim bir kulun kalbine girerse, azîz ve celîl olan Allahü teâlâ, onuncesedini ateşe haram kılar. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)Muhabbete, muhabbet denmesi; kalbde Allahü teâlânın rızâsından başka her şeyi mahv(yok)etmesindendir. (Ebû Saîd Eşec)Eshâb-ı kirâm (Peygamberimizin arkadaşları), Resûlullah efendimizin muhabbeti uğrunamallarını ve canlarını sarf eylediler (harcadılar). Makâm ve mevkilerini terk eylediler. (İmâm-ıRabbânî)Muhabbet rızâya (Allah'tan gelen her şeyi beğenmeye), rızâ da muhabbete dâhildir. Rızâsızmuhabbet, muhabbetsiz rızâ olmaz. Çünkü insan, ancak sevdiğine râzı olur ve râzı olduğunusever. (Amr bin Osman Mekkî)Kul, muhabbet makâmına; Allahü teâlânın sevdiklerini sevmek ve Allahü teâlâya düşmanolanlara düşmanlık etmekle kavuşur. (Abdullah bin Muhammed Mürteiş)Şu üç muhabbet çok mühimdir:Birincisi, Allahü teâlâyı sevmektir. Bunun alâmeti, ibâdetigünaha tercih etmektir. İkincisi, kuvvetli bir îmân ile Resûlullah efendimizi sevmektir. Bununalâmeti, Resûlullah'ın sünnetine yapışmaktır. Üçüncüsü ise Allah iç in mü'minlerisevmektir.Bunun alâmeti, mü'minlere eziyet etmemek ve onlara faydalı olmaktır. (Hârisel-Muhâsibî)Bütün kazançlarıma, mürşidlerime (hocalarıma) çok muhabbet etmekle kavuştum. Seâdetin(mutluluğun, kurtuluşun)anahtarı, Allahü teâlânın sevdiklerini sevmektir. (Mazhar-ı Cân-ıCânân)Muhabbet edene muhabbet edilir. Seven sevilir, unutmayan unutulmaz. (Ali Hâfız Efendi)Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl,Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl(Bezm-i Âlem Vâlide Sultan)
Muhabbet-i Resûlillâh
(Islamic Glossary) :
Peygamber efendimizin sevgisi.Hazret-i Ali, muhabbet-i Resûlillah makâmının en son derecesine ulaşmış; cânını ve malını,O'nun yoluna fedâ etmiştir. (Ahmed Fârûkî)Müslüman kimse, Eshâb-ı kirâmın (Resûlullah efendimizi görüp, sohbetinde yetişenmübârek insanların) hepsini sevmeli ve iyi bilmelidir. Onları sevmenin, muhabbet-i Resûlillahdemek olduğunu bilmelidir. Çünkü, Peygamber efendimiz; "Onları seven, beni sevdiği içinsever" buyurdu. Bir müslüman için, kurtuluş yolu ancak budur. (Abdullah Süveydî)