MUTLAK


Results for "MUTLAK"

Islamic Glossary

Mutlak Adâlet

(Islamic Glossary) :
Bir şeyi yerli yerine koymak. Kendi mülkünde olanı kullanmak. (Bkz. Adâlet)Âlemleri yaratan Allahü teâlâ hâkimler hâkimi, her şeyin asıl sâhibi ve tek hâlıkı(yaratıcısı)dır. Allahü teâlâ mutlak adâlet sâhibidir. Onun için insanlara gönderdiği en son ve enkâmil (üstün ve eksiksiz) dinde mutlak adâlet vardır. (Harputlu İshâk Efendi)
Islamic Glossary

Mutlak Fenâ

(Islamic Glossary) :
Allahü teâlâdan başka her şeyin kalbden çıkıp, isimlerinin bile unutulması. (Bkz. Fenâ)Mutlak fenâ hâsıl olmadıkça, Hakk'ın şühûdü (yâni Allahü teâlânın kalbe tecellîsi) mümkündeğildir. (Ahmed Fârûkî)Sonsuz kavuşmak ve devamlı huzur ancak mutlak fenâdan sonra Bekâ-billah ile şereflenenkimseye nasîb olur. (İmâm-ı Rabbânî)Allahü teâlâdan başka şeylere köle olmaktan büsbütün kurtulabilmek için, mutlak fenâyakavuşmak lâzımdır. (İmâm-ı Rabbânî)
Islamic Glossary

Mutlak Müctehîd

(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmemiş olan hükümleri ve mes'eleleri,açık olarak bildirilenlere benzeterek meydana çıkarabilen derin âlim. Ehl-i sünnetin ameldekimezheb imâmlarından her biri. (Bkz. Müctehîd)Fıkıh âlimleri yedi tabaka, yedi derecedir. En yüksek derecesi dinde müctehid olanlardır.Bunlara mutlak müctehîd denir. Dört mezheb imâmları mutlak müctehîdlerdir.(Kemâlpaşazâde Ahmed bin Süleymân Efendi)
Islamic Glossary

Mutlak Nezr

(Islamic Glossary) :
Şarta bağlı olmayan adak. (Bkz. Nezr)Allahü teâlâ için bir sene oruç tutacağım demek mutlak nezr olup, bunu söylerken kasd(niyyet) etmese de, söz arasında dilinden çıksa bile, yapması vâcibtir. Çünkü, talâkta(boşamada) ve adakta niyetsiz, düşünmeden söylemek, ciddî istiyerek söylemek gibidir. Hattâ;"Allahü teâlâ için bir gün oruç tutmak üzerime borç olsun" diyeceği yerde; "Bir ay oruçtutmak" diye ağzından çıksa, bir ay tutması lâzım olur. (Alâüddîn Haskefî)
Islamic Glossary

Mutlak Su

(Islamic Glossary) :
Yaratıldıkları hâl (durum) üzere bulunan sular. (Bkz. Mâ-i Mutlak)Yağmur, kar, deniz, göl, kuyu ve ırmak suları mutlak sular olup, hem temiz hem detemizleyicidir. İçilir, abdest ve gusl alınır. (İbn-i Âbidîn)