MÜRSEL
MÜRSELÜN İLEYH
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Fık: Kendisine bir şey gönderilmiş olan. Söz kendisine tebliğ olunan kimse. (Bak: Mürsel)
SEYYİD-ÜL MÜRSELÎN
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Resüllerin Seyyidi. (Bak: Fahr-i âlem, Muhammed (A.S.M.), Münacat, Resül)
Hadîs-i Mürsel
(Islamic Glossary) :
Sahâbe-i kirâmın ismi söylenmeyip, Tâbiîn'den (Sahâbeyi görenlerden) birinin, doğrucaResûl-i ekrem buyurdu ki dediği hadîs-i şerîfler.
MÜRSEL
(Islamic Glossary) :
Şerîatle (yeni bir din ile) gönderilen peygamber. (Bkz. Mürselîn)
Mürsel Hadîs
(Islamic Glossary) :
Sahâbe-i kirâmın (Resûlullah efendimizin sohbetinde yetişen mübârek insanların) ismisöylenmeyip, Tâbiîn'den (Sahâbe-i kirâmı görüp, sohbetinde yetişen kimselerden) birinin,doğruca, Resûl-i ekrem buyurdu ki, diyerek bildirdiği hadîs-i şerîfler. (Bkz. Hadîs)İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe hazretleri, ictihâdında (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerdençıkardığı hükümde) sünnete tâbi olmakta herkesten ileri gitmiş, mürsel hadîsleri bile, müsnedhadîsler (Peygamber efendimizden rivâyet eden sahâbînin ismi de bild irilen hadîs-i şerîfler) gibi,sened (delîl) olarak almış ve Eshâb-ı kirâmın sözlerini, kendi ictihâdının (re'yinin, hükmünün)üstünde tutmuştur. Onların, Peygamber efendimizin yanında, sohbetinde bulunmak şerefi ilekazandıkları derecelerin büyüklüğünü, herkesten daha iyi anlamıştır. (Müfti Mahmûd Efendi,Tahtâvî)