MİNA
determinative
(English - Turkish Dictionary) :
s. belirleyici, tayin eden. i. belirleyici şey.
discriminate
(English - Turkish Dictionary) :
f. 1. ayırt etmek, ayırmak: He can´t discriminate good books from bad. İyi kitapları kötülerinden ayırt edemez. 2. fark gözetmek, ayrı tutmak, ayırım yapmak: That company discriminates on the basis of sex. O şirket cinsiyet ayırımı yapıyor.
discriminate against
(English - Turkish Dictionary) :
-e karşı ayırım yapmak.
discriminating
(English - Turkish Dictionary) :
s. 1. ayırt eden, ayıran. 2. zevk sahibi. 3. titiz, zor beğenen.
discrimination
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. ayırt etme, ayırım. 2. fark gözetme, ayırım yapma. 3. zevk, beğeni, güzeli çirkinden ayırabilme yetisi.