OLUK


Results for "OLUK"

Meteorological Glossary

TROF/OLUK

(Meteorological Glossary) :
(TROUGH) [i]Alçak atmosferik basınçta, siklonik sirkülasyonun en az olduğu alan veya alçak basınç sahasının merkezden dışarıya doğru sündüğü bölge. Trofun olduğu yerlerde merkez etrafını saran izobar ve konturlar "U" veya "V" şeklini alırlar yani düzgün akış halindeki rüzgar yönleri trof kesiminde kırılarak yön değiştirir. Keskin troflar yani "V" şekilli olanlar yayvan troflara yani "U" şeklinde olanlara göre daha aktif ve etkilidirler. Her cephenin olduğu yerde trof vardır ama her trofta cephe olmaz. Trofun olduğu yerlerde aynı cephelerde olduğu gibi farklı yoğunluk, nem ve sıcaklıktaki hava kütleleri karşılaştığı için bulutluluk ve yağışın görülmesi kaçınılmazdır.
Dream Dictionary of Phrase

ALTINOLUK

(Dream Dictionary of Phrase) :
Bakınız; Oluk.
Dream Dictionary of Phrase

OLUK

(Dream Dictionary of Phrase) :
Arada bir iyilik yapan kimseye, ev hizmetlerini gören kimsese, elçi ya da vekile, kendine emanet edilen şeyi hakkıyla koruyan yahut emanetin hakkını veren insana, Çörtenlerde biriken yağmur sularının oluklardan aktığını ve bu berrak sudan insanların istiifade ettiğini görmek ucuzluk ve bolluğa, hayır ve berekete, Oluktan su aktığını görmek üzüntü ve kederden kurtulmaya, Oluktan bulanık yahut pis kokulu su aktığını görmek yara, çıban, kabarcık ve diğer cilt hastalıklarına, Oluktan kan akması, insanlarınkanını akıtacak düşmana, Yağmursuz bir havada çörtenden yahut bulun suyunu aşağı indiren oluktan su aktığını görmek fitne ve anarşiye, bunun sonucu akacak kana; Kabe'nin üzerinde bulunan Altınoluğun altında olduğunu ve üzerine bu oluktan berrak su döküldüğünü görmek ilahi rahmete, ümit ettiği şeyin meydana gelmesine delalet eder.
Turkish - English dictionary

amigoluk

(Turkish - English dictionary) :
cheerleading.
Turkish - English dictionary

bölük

(Turkish - English dictionary) :
1. mil. company. 2. part, division, subdivision. 3. compartment. 4. group, body (of men). 5. math. place, position (in powers of 1000). 6. one of two braids of hair. başı leader of a group of porters (i.e. men who carry loads on their backs). bölük in separate parts, in groups. komutanı mil. captain. pörçük in bits.