TEKVİN


Results for "TEKVİN"

Ottoman - Turkish Dictionary

İLÂN-I TEKVİNÎ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Umumi âfetler ve gök taşları düşmesi gibi Cenab-ı Hakk'ın tekvinî âyetleri ve ibretli hâdiseleri ile hakaik ve hikmet-i İlâhiyesini ilân edip bildirmesi.
Ottoman - Turkish Dictionary

TEKVİN

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Var etmek. Meydana getirmek. Yaratmak. * İlm-i Kelâmda: Cenab-ı Hakk'ın sübutî bir sıfatıdır ve ademden vücuda getirmesi, icad etmesidir.
Ottoman - Turkish Dictionary

TEKVİNÂT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Tekvin. C.) Tekvinler, var etmeler, yaratmalar.
Ottoman - Turkish Dictionary

TEKVİNİYE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Yaratmağa, tekvine ait. Tekvinle alâkalı.(Evamir-i şer'iyeye karşı itaat ve isyan olduğu gibi, evamir-i tekviniyeye karşı da itaat ve isyan vardır. Birincisinde mükâfât ve mücazatın ekseri âhirette; ikincisinde, ağlebi dünyada olur. Meselâ: Sabrın mükâfatı zaferdir, ataletin mücazatı sefalettir, sa'yin sevabı servettir. Sebatın mükâfatı galebedir. M.)
Islamic Glossary

Emr-i Tekvînî

(Islamic Glossary) :
Allahü teâlânın yaratmayı dilediği şeylere "kün" yâni "ol" demesi.Emr-i tekvînî ile, Allahü teâlânın dilediği şey hemen var olur. Hiç bir kimse, bu şeyin varolmasına mâni (engel) olamaz. Allahü teâlâ her şeyin yaratılması için, belli şeyleri sebebyapmıştır. Belli maddeleri, belli maddelerin yaratılmalarına sebeb yaptığı gibi, insanın maddî vemânevî gücü, çeşitli enerjiler de, bir çok şeylerin yaratılmalarına sebeptirler. Bir kuluna bir şeyihsân etmek, iyilik vermek ister ve o kimseyi o şeyin sebebine kavuşturur. Sebeb te'sir ettiğizaman, O da, dilerse, "Ol!" derse, o şey vâr olur. O dilemezse, hiç bir şey vâr olmaz.Hikmetini, yaratmasını sebeplerle örtmüş, gizlemiştir. Çok kimse yalnız sebepleri görmekte,sebepler arkasındaki hikmeti, O'nun yaratmasını anlayamamaktadır. Bu anlayışsızlığı da onunfelâketine sebeb olmaktadır. (Seyyid Şerîf Cürcânî)