tutulmaéclipse
tutulmaeclipse
TUTULMA(ECLIPSE) [i]Bir gezegenin diğer bir gezegen tarafından gölgelenmesi, karartılması. Güneş tutulmasında, dünya ile güneş arasında ayın girmesi sonucu güneş ve ışınları kısmen veya tamamen görülemez olur. Ay tutulması ise, güneş ile ay arasındaki hat üzerinde dünyanın yer alması ve ayın güneş ışınlarını alamaması sonucu karanlık olması durumudur.
tutulma1. being held or caught. 2. astr. eclipse.
TUTULMA ÇEMBERİ(ECLIPTIC) [i]Göksel küre içinde, dünya merkez alınmak koşuluyla, güneş tarafından bir yıl boyunca izlendiği varsayılan, teorik büyük daire. Gerçek anlamda değerlendirildiğinde ise, dünyanın güneş etrafında bir yıl boyunca kat ettiği yol, tutulma çemberi olarak, çemberin oluşturduğu düzleme de tutulma düzlemi adı verilir. Tutulma düzleminin eğiminden söz edildiğinde ise, bu düzlemin dünya ekvator düzlemine olan eğimi anlaşılır. Dünya üzerinde gerçekleşen mevsimlerin temel nedeni de bu eğimin değerinden kaynaklanmaktadır. Daha basit anlatımıyla, bu eğim, dünya ekseninin sahip olduğu 23 ° 26' 40'' eğimle aynıdır.
TUTULMA RÜZGARI(ECLIPSE WIND) [i]Güneş tutulması sırasında ayın gölgesi dünya üzerine düşeceğinden, bu süre boyunca az da olsa radyasyonel bir soğuma gerçekleşecektir. Soğumayla gerçekleşen çökme hareketi sonucunda oluşan hafif rüzgara tutulma rüzgarı denir.
tutulmak sich verlieben; geraten, kommen.
tutulmak1. to be held or caught. 2. (for something) to catch on, become popular. 3. (for a celestial body) to be obscured from view (owing to an eclipse). 4. (for a part of one´s body) to get stiff: Boynum tutuldu. I´ve got a crick in my neck. 5. (for a part of one´s body) to become paralyzed. 6. to freeze up, become tongue-tied. 7. /a/ to fall in love with. 8. /a/ to get caught in (a storm). 9. /a/ to get mad at, get angry at.