abo


Results for "abo"

Ottoman - Turkish Dictionary

KARABORSA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Piyasadan çekilen eşyanın, yüksek fiatla satıldığı gizli pazar.
Philosophical Dictionary

Metabolizma.

(Philosophical Dictionary) :
(Fr. Metabolisme). Canlı örgenlikle çevresi arasındaki erke alışverişi... Dilimize de metabolizma biçiminde yerleşen bu deyim, ilkin İngiliz yaşambilimcisi Michael Foster tarafından ortaya atılmıştır. Foster'e göre, canlı örgenlikler (bitki, hayvan, insan) iki karşıt kimyasal işlemle yaşamlarını südürmektedirler ve yaşam (Os. Hayat) bu iki karşıt kimyasal işlemin ürünüdür. Bu iki karşıt kimyasal işlemden biri canlı hücrelerin yıpranarak ilk unsurlara döjnüşmesi (Foster'in deyimiyle, Katabolisme), ikincisi çevreden alınan besinlerin canlı hücreye dönüşmesi (Foster'in deyimiyl, Anabolisme)dir. Foster, bu iki karşıt kimyasal işleme metabolisme adını vermektedir. Fizyoloji alanında yapılan çalışmalar, Foster'in bu savını doğrulamış ve organik yapım ve bozum olayları metabolizma (Yu. Değişme) adıyle dilegetirilmiştir. Organik doğayla inorganik doğa arasındaki fark da bu olaydan doğmaktadır. Canlılar çevrelerinden enerji alarak yaşarlar, cansızlarsa tersine, çevrelerine enerji vererek yaşarlar. Dirimselci görüşler canlılıkla cansızlık arasındaki bu farkı anlayamadıkları için, canlılık olayını özdekdışı ve doğaüstü güçlere bağlamaya çalışmışlarndır. Canlı örgenlik çevresinden aldığı enerjiyi, bünyesindeki yapın ve bozum olayları sırasında, sürekli olarak değişikliğe (Yu. Metabole) uğratır; cansız örgenlikse çevresinden enerji almaz, tersine, çevresine enerji saçar. Bu enerjiyi canlı örgenlikler olan bitkiler ışık, su ve karbon dioksit'ten, hayvan ve insanlarsa çeşitli besin maddelerinden alırlar. bkz. Hücre, Can ve Tin, Eytişimsel Özdekçilik, Dirimselcilik.
Psychology, Dictionary

Metabolik Sanrılar

(Psychology, Dictionary) :
Hasta vücudunun değişerek başka bir nesneye dönüştüğünü iddia eder.
Sociological Dictionary

İŞBÜLÜMÜ [İng. division of Labour]:

(Sociological Dictionary) :
Sermaye ile yönetim fonksiyonunun ayrılması, sanayileşmenin farklı ihtisas dallarına ihtiyaç duyurması, sayı ve kalite olarak farklı mesleklere olan ihtiyacı doğurmuştur. Pazer ekonomisinin gündeme gelmesi işbölümünü arttırmıştır.İşbülümünü basit, modern ve teknik işbülümü olarak üç grupta toplayabiliriz.Durkheim'e göre, işbölümü sosyal bütünleşmenin önemli bir göstergesidir. (Bkz. Durkheim, E.) İşbölümünün gelişmesinde el meğine dayanan mesleklerden fikir emeğine dayanan mesleklere geçilmesi ve makineleşme önemli rol oynamıştır. İşbölümü, üretim ve verimlilik artışıyla paralel yürümüştür. İşbölümü eğitim sektöründeki faaliyetleri arttırmış, örgün, yaygın, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitime ihtiyaç duyulmuştur.Ancak, işbölümünün gelişmesiyle işi parçalara bölünmesi, çalışanları çok sınırlı dar alanda meşgûl ettiği için, çalışma hayatının monotonlaşması, çalışanların işe yabancılaşması ve robotlaşması insanın yaratıcı kabiliyetlerini törpülediği de ileri sürülebilir.
Sociological Dictionary

İŞGÜCÜ [İn. Labor Force:

(Sociological Dictionary) :
İşgücü, bir ülkede üretici durumunda bulunan, iktisadî faaliyete katılan nüfustur. Nüfusun yaş grupları bakımından 14-15 yaş arasını kapsamaktadır.İşgücüne işverenler, ücretliler, kendi hesabına çalışanlar, çalışma arzu ve iktidarında olmayanlar, çalışamayanlar iş gücüne dahil değildir.İşgücü emek arzı kapasitesini gösterir. Bir ülkede emek arzı potansiyelini tayin eden faktör, genel nüfus ve çalışan nüfus miktarından çok, işgücünün miktarı ve genel nüfusa oranıdır. (Zaim, S., 1992, Genel Ekonomi Ansiklopedisi, C.1, 1988)