alet
ASALETEN
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Vekil olmayış. Kendi işini kendi namına bizzat kendisi yapmak üzere. Kendi nâmına olmak üzere.
ASALETLÛ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Asâletli, soy ve neseb sahibi, necib, asil. * Osmanlı İmparatorluğu zamanında resmi yazışmalarda büyükelçilere, Hristiyan büyüklerine, devlet adamlarına ve prenslerine denirdi.
ATALET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Utlet) Boş durma. Tembellik. İşsizlik. Hurma salkımı.(En bedbaht, en muztarib, en sıkıntılı işsiz adamdır. Zirâ, atâlet, ademin birâderzâdesidir. Sa'y, vücudun hayatı ve hayatın yakazasıdır. M.)
ATALET KANUNU
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Fiz: Duran bir cisim, bir kuvvetin etkisi olmadan hareket edemez; ve hareket hâlindeki bir cisim, bir kuvvetin etkisi olmadan hızını ve yönünü değiştiremez.
BATALET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Avarelik. İşsizlik. * Boş şeyler söylemek. * Bahadırlık. Cesurluk. Cesâret.