alçılı
Anamalcılık.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Sermayedarlık, Fr. Capitalisme). Anamala dayanan üretim biçimi... Tarihsel özdekçiliğe göre anamalcı üretim biçiminde artık-değer, anamala eklenerek anamalcılığı geliştirir ve sonunda emperyalist etkelciliğe dönüştürür. Anamalcılığın kaçınılmaz ve uyuşturulmaz çelişkisi (antagonizm) işveren-işçi çelişkisidir. Çünkü anamalcı düzeyde işveren zorunlu olarak en az geçim, en çok iş saatı (en çok kâr)nı gerçekleştirmeye çalışır, buysa işçinin bedensel gücüyle sınırlıdır. Bu yüzden anamalcılık, belli bir çizgide, zorunlu olarak kendi üstüne çevrilir ve baş ilkesi olan serbest rekabet tam karşıtı bulunan tekelciliğe dönüşür. Daha açık bir deyişle anamalcılık sömürecek yeni alanlara yönelir ve ilk adımda kendi güçsüz kurumlarını sömürür, yok eder. bkz. Tarihsel Özdekçilik, Anamalın Organik Bileşimi, Tekelci Anamalcılık.
Doğalcılık.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Tabiiyye, Fr. Naturalisme, Al. Naturalismus, İng. Naturalism, İt. Naturalismo). Metafiziğe karşıt olarak doğa dışında hiç bir güç tanımayan öğretilerin genel adı... Doğalcılğın doğalcılıktan (natürizm) ayırıcı niteliği, özellikle metafiziğe karşıt oluşudur. Doğacılık, bu açıdan, daha geniş bir anlam kapsar. Doğacılıkta bir doğa metafiziği de vardır. Doğalcılıksa metefiziğin bu türlüsüne de karşıdır, maddeci ve deneycidir. Doğalcılığa göre, gözleme ve deneye vurulumayan hiç bir gerçek olamaz. Doğalcılık, insanın gelişmiş bir hayvan olduğunu bilir, evrimcidir. Doğacılık geniş anlamı içine da sokulabilen örneğin stoa düşüncesi, doğalcılık kavramında gerçek anlamını bulur. Stoa öğretisi, yaşama ilkesini ve ölçüsünü doğaya uygun davranmakta (naturam saqui) bulmaktadır. en doğru seçen, sabırla katlanan, en ölçülü ve en adil üleştirici (phronesis, andreia, sophrosyne, dikaiosyne) doğadır, eşdeyişle maddedir. Doğalaşan bilge, bir kaya parçasının mutluluğuna erişecektir, hiç bir şey onu sarsamayacak ve yıkamaycaktır. Akla uygunluğun ölçüsü doğaya uyggunluktur, çünkü akıl da bir doğa ürünüdür... Sanat alanında da doğalcılık kimi yerde kaba bir doğa kopyacılığı olarak anlaşılmakla beraber, aynı anlamdadır: Deneyci ve gerekircidir, çevreden ve soyaçekimden gelen etmenleri göz önünde tutar. Özellikle Zola'nın yapıtları bütün bu karakterleri kapsamaktadır. Natüralizm, realizmin fotoğrafçılığına karşı, olaylara el atan ve onların üstünde denemeler yapan bir akımdır. Çünkü insansal yapı, iç ve dış etkilerin zorunlu sonucudur. Bu gerçeğin de sanatçının kişisel deneyleriyle doğrulanması gerekir. bkz. Doğacılık, Doğa, Stoacılık, Kamutanrıcılık.
Lasalcilik.
(Philosophical Dictionary) :
(Fr. Lassalisme). Lasalle'in oportünist ve diyalektik özden yoksun toplumculuk anlayışı... Alman düşünürü ve eylemcisi Ferdinand Lassalle (1825-1864), eşit hak ve tunç yasası gibi hiç bir bilimsel temele dayanmayan önerilerle bir oportünist toplumculuk anlayışı gütmüştür. Eşit hak anlayışı gerçekte eşitsizliğin kaynağı olduğu gibi, tunç yasası da işçi ücretlerinin esasen artabilen bir niteliğe sahip olmadıklarını ileri sürer. bkz. Eşitlik, Tunç Yasası, Oportünizm, Sağcı Toplumculuk.
Tekelci Anamalcılık.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. İnhisarcı sermayecilik, Fr. Imperialisme). Anamalın yoğunlaşarak, anamalcılığın geliştirici gücü olan serbest rekabeti tekelciliğe dönüştürme dönemi... Anamalcılığın (kapitalizm) geliştirici gücü ve temel ilkesi serbest rekabetti. Anamalcılık, serbest rekabetle gelişmiş ve serpilmişti. Ama sonunda, anamalcılığın iç çelişmeleri ve çatışmaları, bu geliştirici gücü tam zıddı olan tekelciliğe dönüşmek zorunda bıraktı ve diyalektik yöntemin "her şey zıddına dönüşür" yasası bir kez daha gerçekleşmiş oldu. Günümüz anamalcılığı olan emperyalizm (sözcük olarak, imparatorluktan yana olmak anlamındadır), artık serbest rekabetçi değil tekelci bir anamalcılıktır (tekelci kapitalizm). Üretim ve anamal, serbest rekabetle hızla yoğunlaşarak, büyük işletmelerin küçük işletmeleri yutmaları ve kimilerini de malî denetimleri altına almaları sonucunu doğurmuştur. Çünkü anamalcı işletmeler arasındaki amansız rekabet küçük işletmelerin büyük işletmelerce ezilmesini kolaylaştırmaktadır. Büyük işletmeler, kendi aralarında da -serbest rekabetin amansız saldırılarından kurtulabilmek için- birleşmek zorunda kalarak dev işletmeleri meydana getirmişlerdir. Aynı yoğunlaşma bankalar arasında da gerçekleşerek malî oligarşiyi doğurmuş ve dev işletmelerle malî oligarşinin birleşmesi dünyanın paylaşılmasını sağlamıştır. Anamalcılığın bu tekelci aşamasında mal ihracından çok sermaye ihracı önem kazanmıştır. Ancak anamalcılığın bu yeni düzeyi, yeni zıtlaşmalarını ve çatışmalarını da birlikte getirmiş bulnmaktadır. Emperyalistler arasında dünya egemenliği konusunda çatışma başlamıştır. Bunun yanında, emperyalist anavatanla sömürgeleri arasındaki çatışmayla anamal ve emek arasındaki çatışma da gittikçe sivrilmektedir. Nitekim, anavatanla sömürgeleri arasındaki çelişmi biraz olsun giderebilmek için, sömürgeci emperyalizm yeni sömürgeciliğe dönüşmekte ve sömürdüğü ülkelere karşı bayrağını dikmek yerine o ülkenin bayrağını dalgalandırmak yoluyle tutunmaya çalışmaktadır. bkz. Anamalcılık, Erkincilik, Tarihsel Özdekçilik, Lenincilik.
PARASALCILIK
(Dictionary of Economics) :
Paranın miktar teorisi diye bilinen klasik miktar teorisini yeniden yorumlayarak geliştiren, 1960lı yıllarda ve özellikle M.Friedmanın öncülüğünde yaygınlık kazanan akım. 1940lı ve 1950li yıllarda en parlak dönemini yaşayan Keynezyen teorisinin 1960lı yıllarda gelişmiş sanayi ülkelerinde ortaya çıkan ekonomik sorunları açıklamakta ve gidermekte çaresiz kalması, monetarizmin gelişmesini güçlendirmiştir. Keynezyen teorisinin, monetarizmin gelişmesini güçlendirmiştir. Keynezyen teorisinin, ekonomik dengenin ve milli gelirin toplam harcama miktarına, fiyatlar genel düzeyinin ise gelir düzeyine bağlı olarak belirlendiği öne süren ve para politikasının kullanımına çok az yer veren yaklaşımına karşılık, monetaristler, ekonomik yaşamı etkileyen temel değişkenin parasal değişimler olduğunu ileri sürmüşlerdir. Modern Miktar Teorisi veya Friedmancılık olarak da adlandırılan monetarizmin belirgin özellikleri ve varsayımları aşağıda sıralanmaktadır:- Ekonomik yaşamı etkileyen temel faktör parasal değişmelerdir. Buna göre ekonomide üretim, istihdam, fiyatlar genel düzeyini belirleyen temel unsur para arzında meydana gelen değişimlerdir.- Para arzında meydana gelen değişimlerin ekonomiye yansıması genellikle mikro karakterdedir. Bunlar, aktif portföyünde yer alan aktiflerin fiyat ve getiri oranlarındaki değişimler nedeniyle yeniden düzenlenmesi yoluyla ortaya çıkar.- Enflasyon, para miktarındaki artışın üretimdeki artıştan daha fazla olması nedeniyle meydana gelen parasal bir olaydır.- Ekonominin istikrarını bozan etkenleri çoğu hükümetlerin izlediği maliye polititasından ve para otoritelerinin firmalar ve kişiler arasındaki farklılık oluşturucu uygulamalarından kaynaklanır. Ekonomi esas itibarıyla istikrarlıdır ve kendi haline bırakıldığında işsizlik, enflasyon gibi istikrarsızlıklar ortaya çıkmaz. Bu tür ekonomik hastalıkların nedeni ekonomiye dışarıdan, para ve maliye politikası şeklinde yapılan müdaheledir.