dab
İKTİDAB
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Bir şeyi kendisi için kesmek. * Henüz öğretilmemiş deveye binmek. * İrticâlen söz söylemek. * Edb: Şâir, kasidesinden teşbihi keserek maksadına, yani medhettiğinin medhine geçmek. Hüsn-i tahallus (yani: Bir şeyin meydana gelmesine hayali ve güzel bir sebeb göstermek ile olan intikal), en uygunu ve en lâtifi olur. Müelliflerin Emmâ ba'dü, "Bundan sonra" kelimesine iktidab demeleri hamdeleden inkitaa binaendir. Edb. S.)
İLM-İ ÂDÂB
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Yemek, içmek, yatıp kalkmak, giyinmek, sefer gibi hâllere dair hadisler için, ilm-i hadis istılâhında kullanılan tâbirdir.
İNDAB
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Nedeb. den) Yara iyileşip kabuk bağlama.
İNHİDAB
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Hadeb. den) Kamburlaşma, yumrulaşma. * Kamburluk, yumruluk.
KUVVE-İ SEBUİYE-İ GADABİYE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Zararlı şeyleri def'e sevkeden his ve kuvvet.