follow

Results for "follow"

follow suit
(English - Turkish Dictionary) :
aynı şeyi yapmak: When Derya got herself a telephone, Hülya followed suit. Derya kendine telefon alınca Hülya da aynı şeyi yaptı.

follow the lead of s.o.
(English - Turkish Dictionary) :
birinin ardından gitmek.

follow through
(English - Turkish Dictionary) :
1. (bir işin) sonunu getirmek. 2. spor (belirli bir beden hareketini) sonuna kadar yapmak.

follow through
(English - Turkish Dictionary) :
1. on (bir işin) sonunu getirmek. 2. ask. harekete geçerek düşmanı sıkı bir şekilde takip etmek.

follow up
(English - Turkish Dictionary) :
(başka bir şey yaparak) (bir şeyi) tamamlamak.

Last Searched Words

Turkish - English Dict.

English - Turkish Dict.

Medical Terms Dict.

Turkish - Turkish Dict.

Spanish - Turkish Dict.

Germany - Turkish Dict.

Germany - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Germany - Turkish Dict.

Leichenschauhaus

Germany - Turkish Dict.

English - Turkish Dict.

Computer and Internet

computer security violation

Keyword Searches

Turkish - French Dict.

ılık (153375k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (92878k)

Turkish - French Dict.

açık (75660k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (67211k)

Turkish - French Dict.

ırmak (58465k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (54195k)

Turkish - French Dict.

çatı (54002k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (53010k)

Turkish - French Dict.

balık (51705k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (48855k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (47625k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (47504k)