gerçek
GERÇEKTEN
(Turkish - Turkish dictionary) :
zf. Gerçek olarak.
GERÇEKÜSTÜCÜLÜK
(Turkish - Turkish dictionary) :
b.is. Sürrealizm.
Çifte Gerçek Öğretisi.
(Philosophical Dictionary) :
Bilimin gelişmesi sonunda metafizik düzeyde bir zorunluk olarak beliren çifte gerçek öğretisi, ussal gerçeklikle dinsel gerçekliği birbirinden ayırmak ve bunları birbirlerine karıştırmamak gerektiğini savunarak, dinsellikten bilimselliğe doğru ileri bir adım atmaya çalışmıştır. Örneğin Rönesans'ın ünlü İtalyan düşünürü Pietro Pomponazzi'ye (Petrus Pomponatius, 1462-1524) göre Hıristiyanlık açısından ruhun ölümsüzlüğü bir gerçek olduğu kadar usçuluk açısından ruhun ölümlülüğü de bir gerçektir. Usa göre doğru olan, dine göre yanlış olabilir. Bu iki gerçeklik alanını birbirine karıştırmamak gerekir. Ünlü Fransız düşünürü Pierre Bayle'a (1647-1706) göre Tanrı düşüncesini bilim ve usla bağdaştırmaya çalışmak boşunadır, çünkü bunlar hiç bir zaman bağdaşamazlar. Öyleyse her birinin alanını ötekinden ayırmak, birinin öbürüne hiç bir üstünlüğünü düşünmeksizin, her birini kendi alanı içinde değerlendirmek gerekir. Usun gücü kendi sınırı içindedir, bu sınırı aşamaz. Buna karşı inanmanın da sınırı çizilemez. İsteyen dilediği yolu tutmalıdır, en uygunu her iki yolu birden tutmak ve asla birbirlerine karıştırmamaktır.
Çokgerçekçilik.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Taaddüd-ü hakikat, Fr. Polirealisme). Aralarında ortak bir bağ bulunmayan ve her biri kendi alanında geçerli olan birçok gerçeklerin bulunduğunu ileri süren Frederic Rauh'un öğretisi... Fransız düşünürü Frederic Rauh'a (1861-1909) göre metafizik gerçek, matematik gerçek, mantıksal gerçek, töresel gerçek gibi birçok gerçekler vardır ve her biri ancak kendi alanında geçerlidir. Gerçeğe tek açıdan bakılamaz, her alanın gerçeğini kendi alanında değerlendirmek gerekir. Rauh'un bu savı, Rönesans'ın ilk yıllarında beliren çifte gerçek öğretisinin bir başka biçimidir. Çifte gerçek öğretisi sadece dinsel alanla ussal alanı ve bunların gerçeklerini birbirlerinden ayırdığı, birbirlerine hiç bir üstünlük düşünmeksizin geçerli saydığı halde Frederic Rauh alanların sayısını çoğaltmaktadır.
Gerçek.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Şe'ni, Fr. Reel, Al., İng. Real, İt. Reale). Somut ve nesnel olan... Gerçek terimi; görünüşlü (Os. Zahiri, Fr. Apparent), aldatıcı (Os. Vâhi, aFr. Illusorire), yapıntılı (Os. Mevhum, Fr. Fictif), göreli (Os. Nisbi, Fr. Relatif), olabilir. (Os. Mümkün, Fr. Possible), ülküsel, (Os. Misâli, Fr. Ideal), soyut (Os. Mücerret, Fr. Abstrait), anlakalır (Os. Mâkul, Fr. Intelligible), adsal (Os. İtibârı, Fr. Nominale), kavramsal (Os. Mefhumi, Fr. Conceptible) terimlerine karşıt anlamlarda kullanılmıştır. Doğru, hakikat ve hakiki terimlerinden titizlikle ayrılmalı, bunlarla karıştırılmamalıdır. Gerçek; somut ve deney konusudur. Gerçeğin ayırıcı niteliği nesnel olmaktır. Ne var ki idealistler ona öznel bir anlam vermeye çalışmışladır (öznel gerçek). Gerçek; somut, tikel, deney konusudur ve bu nitelikleriyle soyut, genel, anlakalır olabilen doğru teriminden ayrılır. Gerçek; soyuta, görünüşlere, anlakalıra olabilen doğru teriminden ayrılır. Gerçek; soyuta, görünüşelere, anlakalıra ve yanılsamalara karşıt bir terimdir. Gerçek terimi felsefede hakikat anlamında nesnel (objektif gerçek), öznel (sübjektif gerçek), saltık (mutlak gerçek), göreli (izafi gerçek) olmak üzere dört alanda kullanılmıştır. Çağdaş özdekçi diyalektik anlayşış, bu alanaların tümünü kapsar ve aralarındaki bağımlılığıaçıklar. Çağdaş özdekçi diyalektik anlayış, bu açıdan, tüm gerçekçi bir anlayıştır. bkz. Gerçekçilik, Hakikat.