gerçek
GERÇEK BASINÇ
(Meteorological Glossary) :
(ACTUAL PRESSURE) [i]Gözlenen/okunan barometre değerinden sıcaklık, yer çekimi ve alet hataları gibi düzeltmelerin yapılmasından sonraki atmosferik basınç.
Fecr-i Sâdık (Gerçek fecr
(Islamic Glossary) :
Fecr-i kâzibi tâkibeden tam karanlıktan sonraki beyazlık. Sabah namazının ve orucunbaşlama vakti.Sabah namazı, dört mezhebde de fecr-i sâdıkın şarktaki ufk-i mer'îden (görünen ufuktan)aydınlanmaya yüz tutması ile başlar. (Kedüsî)Orucun farzı üçtür: 1) Niyet etmek, 2) Niyeti ilk ve son vakitleri arasında yapmak, 3) Fecr-isâdıktan, güneşin batmasına kadar olan zaman içinde orucu bozan şeylerden sakınmak.(Kutbüddîn-i İznikî)
hindyağıağacı (genegerçekotu)
(Plants Glossary) :
Sütleğengillerden bir ağaçtır. Tohumlarından hindyağı çıkarılır. Hindyağı berrak, renksiz veya soluk sarı renkli, koyu kıvamlıdır. Kokusu yok denecek kadar azdır. Lezzeti hafif ve biraz tahriş edicidir. Etkili maddesi Ricinoleik asittir.Faydası : Müshildir. Kabızlığı giderir. Saçkıranda faydalıdır. Lavmanlarda da kullanılır. Saçların dökülmesini önler.
gerçek
(Turkish - English dictionary) :
1. real, true, genuine, authentic. 2. reality, truth. 3. fact. 4. really, in truth. leri görmek to acknowledge the facts. leri kabul etmek to face or accept the facts. kişi law natural person. sayı math. real number.
gerçekçi
(Turkish - English dictionary) :
1. (a) realist. 2. realistic.