int


Results for "int"

Sociological Dictionary

MENFAAT BİRLİĞİ [İgn. Interest Group]:

(Sociological Dictionary) :
Belirli bir menfaatin elde edilmesinde fertlerin yasalara uygun olarak biraraya gelerek tekilâtlanmaları sonucunda ortaya çıkan birliktir.Birsendika ve kooperatif menfaat birliğidir. Menfaat birliklerini birer baskı grubu (Bkz. Baskı Grubu) olarak da değerlendirilebilmek mümkündür. Aile sadece bir yanıyla menfaat birliği sayılabilir. Menfaat grupları kamu oyunun olumasında ve ekonomik menfaatlerinde elde edilmesinde demokratik toplumlarda dikkat çeken teşkilâtlanma örnekleridir. (Vander Zanden, J. W., 1988)
Sociological Dictionary

NESİLLERARASI ÇATIŞMA [İgn. Intergenerational Conf

(Sociological Dictionary) :
Farklı nesillerin sosyo-kültürel değerleri yorumlamasında görülen düşünce ve yaklaşım farklılığıdır. Fonksiyonalist modele göre, nesillerarası çatışma toplum üyeleri arasında bütünleşmenin zayıflaması sonucu ortaya çıkar. Bunun derecesi fert ve toplum ilişkilerine göre değişebilmektedir.Bir toplumun yaşama tarzı (kültür) yenilenebiliyor ve geliştirilebiliyor ise, nesiller arası bağ daha kuvvetli olmakta ve kopukluklar azalmaktadır. Ancak, bütün bunlara rağmen her bir nesil farklı tavır ve değer hükümleri ile ortaya çıkmakta ve nesillerarası fark, bir çatışmanın da ötesinde normal bir özellik taşımaktadır. ( Bkz. Çatışma) (Tezcan, M. 1981)
Sociological Dictionary

SAINT-SIMON, Claude H., (1760-1825):

(Sociological Dictionary) :
1760'da Paris'de doğdu ve 1825'de aynı şehirde öldü. Aristokrat bir aileye mensptur."Mecaz Nazariyesi" olarak ifade edilen görüler Saint-Simon'un temel fikir çizgilerini ortaya koyar. İlk nüshası 1819'da yayınlanan ve daha sonra Thierry ve A. Comte tarafından neşredilen "organizatör" adlı eserde çıkan görüşlerinde mecaz iki düşünceye dayanmaktadır.Fransa sahip olduğu birinci sınıf elli fizikçiyi, elli kimyageri, elli fizyolojisti, belli bankacıyı, iki yüz tüccarı, altı yüz ziraatçıı, elli demircilik atelyesi şerini kaybederse, bunlar önemli muhsuller verenlerden oldukları için Fransa ruhsuz bir bedene dönecek, rakip olan milletler karşısında kayıplar verecektir. Çünkü bu meslekler üreticidir, endüstriyeldir. Hanedan, bakanlar, askerler, papazlar, hâkimler, kaymakamlar ve aristokrat hayatı sürünlerin kayı ise, sadece hissi kader uyandıracak ama ülke bundan zarar görmeyecektir.Tarih buhranlı veuzvi safhalarının birbirini takip etmesi ile gelişmektedir.Saint simon, ferdîmülkiyeti tenkit etmekte, Fransız ihtilâlinden Fourier gibi memnun gözükmemektedir. İnsanın istismarına karşıdır. Bu konuda Sismondi'yi (Bkz. Sismondi, S.) takip etmektedir. İstismar ancak endüstriyel olmayan, tufeyli tabaka ve meslekler tarafından yapılmaktadır. Müteşebbis ise, endüstriyel tabakaya mensuptur ve temin ettiği kazanç kendi emeğinin ürünü olduğundan meşrudur.Saint Simon, yeni Hıristiyanlık adı altında metafizikten uzak, yeni bir din teklif etmektedir. bunu, talebesi A. Comte müspetçilik (potitivizm) şeklinde ele alacaktır. (Bkz. Pozitivizm)Kendisi müspet ilimlerin muhakeme ve araştırma tarzının sosyal hadiselere tatbik edilmesinden yanadır. Buna bir örnek fiziktir. (Fındıkoğlu, Z. F., 1965, Meriç, C., 1967)
Sociological Dictionary

SEMBOLİK ETKİLEŞİM [İng. Symbolic Interaction]:

(Sociological Dictionary) :
Bu akım G. H. Mead, J. Dewey, C. Cooley gibi sosyal bilimciler tarafından ortaya atılmıştır. Fert ve toplum ilişkilerine ışık tutan bu görüş aslında sosyoloji ile Psikoloji arasında da köprü kurmaktadır. Toplum insanları ve insanlar arası ilişkileri duygu, düşünce ve davranışları etkilediği gibi fertler de toplumu etkilerler. Fert ve toplumu birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Ferdin toplumda önceden meydana getirilmeş olarak bulduğu semboler ve jestler fertlere sosyalleme sreci içinde kazandırılır ve bunlar fert için tabii hale gelir. Toplumdan topluma değien bu jest ve semboller fertlerin bunları zihnî değerlendirmeleriyle ortak ve benzer tepkilere kavuşur. Meselâ; Türk toplumunda yerde ekmeğin görülmesi, onun basılmayacak bir yere konmasını çağrıştırmaktadır. Bazı jest ve davranışların sembolik olduğu ve belirli şeyleri düşündürdüğü söylenebilir. Bir sinemada yerde yanan sigara fertlerde yangın etkileşimini doğurur ve buna paralel sesli bir tavır koyma ortaya çıkabilir.Sembolik etkileşime isim babalığı yapan Mead'in görüşleri "sosyal davranışçılık" olarak da ifade edilmektedir. (Bkz. Mead, G.H, Cooley, C.) (Dolunay, C., 1994, Cooser, L. A., 1977)
Sociological Dictionary

SOSYAL BÜTÜNLEME [İng. Social Integration]:

(Sociological Dictionary) :
Sosyal bütünleme, fertlerin ve sosyal grupların dünya görüşleri arasındaki farkların toplumdaki milli kültürden asgari seviyede inhiraf (sapma) etmesidir. Sosyal gruplar arasındaki sosyal mesafenin toplumun işleyen bütünü aksatmaması haline de sosyal bütünleme denebilir.Bir baka ifade ile toplumdaki her bir sosyal grubun kendi hakkında vardığı şuurun veya şuur yoğunluğunun toplumdaki bütünleşmeyi bozmayacak seviyede olmasıdır. Sosyal bütünleşme, hem farklılaşma, hem de bütünlemeyi kapsadığından bütünleşmeyi daha ziyade cemiyet (Bkz. Cemiyet) tipi bir teşkilâtlanmada aramak daha anlamlı olabilir. Bu bakımdan, cemaat (Bkz. Cemaat) gibi yeknesak, bölümü ve ihtisaslamanın yetersiz oluğu yapılarda kendiliğinden var olan bütünleşme ile aynı değildir. Sosyal bütünleşmede farklı sınıf, tabaka,meslek, parti, menfaat grubu,baskı grubu ve benzerlerinin farklılıklarını kavramaları kadar, topluma dahil olma şuurunu hissetmeleri ile gerçekleebilir. Sosyal bütünleşme statik, zora dayalı bir denge hali değildir.O, toplumda geniş seviyeli bir mutabakatlar zemininden güç alır.Sosyal bütünleşmeye sistem bütünleşmesi veya normatif bütünlere adı da verilebilmektedir. Sosyal bütünleşme asgari müştereklerde iştirak hali ve mensubiyet şuurunun hissedilmesi gerekmektedir.Kültür, sosal bütünleşmenin çimentosudur. Kültürel anlamda bütünleşmede üç süreçten bahsedilebilir: Takdim, kabul, bütünleme. (entegrasyon)Sosyal bütünleşme, ekonomik kalkınma için temel şartlardan birisidir. Gelişme ve büyüme sosyal bütünleşme ile desteklenemiyorsa, insanlar tasada kıvançta ve kaderde bir olma, aynı millete mensup olma, aynı kültürel değerleri ve sembolleri paylaşamama halinde, bütünleşme anlamlı kılınamaz.(Chino, E., 1965, International Encyclopedia of the Social Scîences, V.7 1968, Horton, P.B. Hant, C.L., 1964,Merill and Eldridge, 1952, Caplow, T., 1965, Holton, R. J., 1992)