isim
Çağrışımcı Ruhbilim.
(Philosophical Dictionary) :
bkz. Çağrışımcılık.
Çağrışımcılık.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Tedâiyye, Fr. Associationnisme, Al. Associationspsychologie, İng. Associationism, İt. Assosiazionismo). Bilginin, tikellerin birbirlerini çağırarak tümelleşmesiyle meydana geldiğini ileri süren öğreti... Stuart Mill, David Hume, Herbert Spencer bu anlamda çağrışımcıdırlar. Çağrışımcılar, genel bilginin oluşmasında, düşüncelerin birbirlerini çağırmasını tek kaynak olarak görürler. İngiliz düşünürü Stuart Mill'e (1806-1873) göre, tümel yargılar, birbirlerinden ayrılmaz çağrışımlardır. Mill, buna "bitişiklik yoluyle çağrışım" adını vermektedir. Bir bölüm çağrışımcılar da düşünceler arasındaki mantıksal bağlantıları ve usun işleyişini, yanlış olarak, çağrışıma, eşdeyişle ansal özdevime indirgerler. Çağrışımcı ruhbilimciler, bütün ruhsal faliyetleri çağrışımla açıklamaya çalışırlar, bu anlayışın en yeni biçimi davranışçılık'tır. Bu ruhbilimcilerden pek çoğu çağrışımın beyin titreşimlerinden doğduğunu sanmışlardır. Gerçekte çağrışımın fizyolojik bir yapı olduğunu ve sinirler arasında kısa devreli bağlantılar kurulmakla meydana geldiğini Pavlov tanıtlamıştır. bkz. Çağrışım, Ruhbilim, Davranışçılık.
Didişimcilik.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Müşagabe, Fr. Eristique). Megara okulunun tartışma yöntemi... Didişimcilik (eristik), Yunanca kavga ve tartışma anlamlarına gelen eris sözcüğünden türetilmiş ve antik çağ Yunan felsefesinde sofisitik bir sanat olarak belirmiştir. Antik çağ Yunan felsefesinin söz söyleme sanatında usta olan bilgiciler (sofistler), şüphe ve eleştirinin gereği saydıkları diyalektik bir tartışma yöntemiyle çalışmışlardı. Nitekim onların etkisiyle yetişen Sokrates de felsefesini böylesine bir tartışma yöntemiyle yaymıştır. Ne var ki didişimcilik, bilgiciliğin genç kuşaklarınca boş söz oyununa dönüştürülmüş ve birçok düşünürlerce küçüksenmiştir. Sokratesçi okullardan Megara'lı Eukleidesin kurduğu Megara okulu, gerçekte bigicilerin yöntemi olan didişimciliği bir hayli geliştirmiştir. O kadar ki, felsefe tarihinde didişimcilik, Megara okulunun ikinci adı olmuştur. Bu anlamda didişimcilik, eytişimcilikle (diyalektik) de karıştırılmış ve Megara okuluna eristikçiler ya da diyalektikçiler adı verilmiştir. Önceleri düşünsel (spekülatif) felsefenin vazgeçilmez bir yöntemi olan didişimcilik, sonraları boş sözcülük anlamına dönüşmüştür. Örneğin didişimci Eubulides şöyle demektir: "Sen bir yalamacıysan, ben yalan söylemiyorsun". Bu anlamda didişimcilik, boş ama ustalıklı tartışma anlamını dilegetirmektedir.
Eytişim Yöntemi.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Cedel usulü, Fr. Methode dialectique). Eytişimsel düşünme ve uygulama tekniği... Yöntem, belli bir amaca varmak için izlenmesi gereken ilkeleri saptar. Doğru düşünme ve doğru uygulama amacına bunu sağlayabelecek bir yöntemle varılır. İnsan bilgisi ve eylemleri için tarihsel süreçte iki yöntem saptanmıştır: Metafizik ve diyalektik. Bunlar birbirlerine her anlama ve her alanda karşıt iki yöntemdir. Eytişim yöntemi bilimseldir ve bilimlerin gelişmesiyle oluşmuştur, metafizik yöntemse kurgusal soyutlamalarla oluşmuştur ve bilimlerle hiç bir zaman bağdaşamamıştır. Eytişim yöntemi (diyalektik metot), metafizik yöntemin tam karşıtı olarak; doğa ve son çözümlemede doğanın ürünü olan insan bilinci ve toplum olgularını, 1. Bütünsellikleri, 2. Çok yanlıkları, 3. Bağımlılıkları, 4. Devimsellikleri, 5. Çelişmeleri, 6. Değişkenlikleri, 7. Gelişkenlikleri içinde izler. Bu eytişimsel izleme önce bu olguları tanıyıp bilmeyi (bilim), sonra onlar üstünde doğru düşünmeyi (teori), daha sona da bu doğru düşünmenin sonucu olarak doğru uygulamayt (pratik) gerçekleştirir. Bilimsel veriler göstermiştir ki doğa, toplum ve bilinç eytişimsel olarak işlemektedir; öyleyse onları olgularını tanımak için onlara aynı işleyiş yöntemleriyle yaklaşmak gerekir. Eytişimsel olarak işleyen doğa toplum ve bilince onlara ters düşen metafizik yöntemle yaklaşılamaz. Doğa, toplum ve bilinç olgularını eytişim yöntemiyletanımak, onlar üstünde düşünmek ve onları insansal eylemle etkileyebilmek için: 1. Onları somut bütünlükleriyle ele almak gerekir. Soyutlama, ancak onları parçalarında da tanımak için yapılabilir. Onların gerçek bilgisi bu soyutlamanın yeniden somutlanmasıyle elde edilir.2. Onları bütün yanlarıyle ele almak gerekir. Her olgu çok yanlıdır. Bir ya da birkaç yanını tanımakla bütünü tanınmaz.3. Onları bağımlılıklarıyle ele almak gerekir. Her olgu kendi dışındaki birçok olgularla bağımlıdır. Bu bağımlılıklardan koparak onu incelemek, onun tanınmasını olanaksız kılar.4. Onları devimlilikleri içinde ele almak gerekir. Her olgu devimseldir; geçmişi, şimdesi ve sonrası vardır. Bu, her olgunun bir tarihi olduğunu gösterir. Hiç bir olgu geçmişinden koparılıp sonrasına bağlanamadan tanınamaz.5.Onları çelişmeleri içinde ele almak gerekir. Devimselliği gerçekleştiren çelişeler dir. Neyle, neden, nasıl ve hangi yöne doğru çeliştiği bilinmeyen hiç bir olgu tanımaz.6. Onları değişkenlikleri içinde ele almak gerekir. Bütün olgular sürekli olarak değişmektedirler. Bu değişkenlik, devimselliğin zorunlu sonucudur. Onları değişmez olarak ele almak tanınmalarını olanaksız kılar.7. Onları gelişkenlikleri içinde ele almak gerekir. Olguların değişmeleri basitten karmaşığı, aşagıdan yukarıya, az gelişmişten daha gelişmişe doğru gelişen bir süreç izler. Onları bu gelişmelerinin dışında ve gelişmez olarak ele almak, onlar hakkında yanlış bilgilere götürür.Görüldüğü gibi bütün bu eytişimsel yöntem verileri aynı zamanda birbirleriyle de kbağımlıdırlar, birbirlerinden çıkarak birbirlerini gerektirirler ve birbirlerini bütünlerler. eytişimsel yöntem doğa, toplim ve bilinç olgularını tanımanın ve onlar üstünde düşünmenin yöntemi olduğu gibi onları değiştirmenin ve yeniden kurmanın da yöntemidir. Yöntemin bu niteliği, olguları bütünüyle bilmesinden kurmanın da yöntemidir. Yöntemin bu niteliği, olguları bütünüyle bilmesinden ve ve tanımasından doğar. ancak bilinen değiştirilebilir, bilinmeyen değiştirilemez. Bundan başka bu değiştirme, bilinçle özdeğin karşılıklı etki sürecinde zorunlu bir sonuçtur. Doğa, toplum ve bilincin bizzat kendisi her an bilinçli insan pratiğiyle değiştirilmekte ve insansal yasama daha elverişli biçimlere dönüştürülmektedir. Değiştirmenin yöntemi olan eytişimsel yöntem bu yüzden yenici ve ilerici, bunun tam karşıtı olan değişmezliğin yöntemi metafizik yöntem bu yüzden tutucu ve gericidir. bkz. Eytişim, Eytişimsel Özdekçilik, Tarihsel Özdekçilik, Metafizik, Metafizik Yöntem.
Eytişim.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Cedel, Fr. Dialectique, Al., Dialektik, İng. Dialectic, İt. Dialettica). doğa, toplum ve bilinç bütünlüğünün oluşma yasası... Terimin Yunanca aslı dialektikos, soru-karşılık yöntemiyle tartışma anlamına gelen dialegesthai sözcüğünden yapılmıştır. Türkçe eytişmek de aynı anlamdadır. Antik çağ yunan felsefesinde tartışmacılık (Os. Münakaşa ve mücedelecilik) anlamında kullanılmaktadır. Bu bakımdan bütün bilgiciler (sofistler) eytişimci sayılmıştır. Eytişimi, çağdaş anlamına pek yakın bir anlamda kullanan ilk düşünür Herakleitos'tur. İ.Ö. 576-480). Herakleitos bunu polemos (savaş) sözcüğüyle dilegetirmişti ve evrensel oluşmanın karşıtların kavgasıyle gerçekleştiğini ileri sürmüştü. "Bir şeyden birçok şey ve her şey" deyimiyle evrensel bağımlılığı, değişme ve gelişmeyi, karşıtların birliğini ve ayrılığını dilegetiriyordu. Yüzyıllarca sonra Alman düşünürü Hegel (1770-1831), "Herakleitos'un hiç bir sözü yoktur ki, lojiğime almamış olayım" diyerek Herakleitos'un bu hayranlık veren görüşünü mantığa uyguladı. Hegel'e göre eytişim, bir uslamlama yöntemiydi ve kavramlar insan bilincinde bu yöntemle gelişmekteydiler. Dah sonra alman düşünürleri Karl Marx (1818-1883) ve Friedrich Engels (1820-1895) eytişimin, sadece kavramların eytişimi değil, hareket halindeki tükenmez bir gerçeğin eytişimi olduğunu gösterdiler. eytişim, doğa-toplum-bilinç, bütünlüğünün oluşma yasasıydı... Marksçı eytişim ipinin iki ucundan biri eylem (pratik), öbürü bilinç'tir (teori). Eytişimsel düşünüşte bütün sorun bu ipin iki ucunu birden elde tutabilmektir. Bu konuda bütün yanlış anlayışlar bu iki uçtan birini elden kaçırmaktan doğar. Nitekim idealizm ve Marx-öncesi materyalizm bi iki uçtan yalnız birini elinde tuttuğundan ötürü yanılgıya düşmüştür... Eytişimsel bilgi, bilinmesi gereken konumun mümkün olduğu kadar çok ilişkilerini (O. Alâka, Fr. Relation) bilmektir. Bu ilişkiler sonsuzdur; bunun içindir ki bilgi hiç bir zaman tam değildir, her zaman ilişkisel'dir (eşanlamda bağıntılı). Örneğin biz güneşi ancak bildiğimiz ilişkileriyle tanımlayabiliriz. Güneş; buzu eritir, insan derisini karartır, yaprakları kızartır, talaşları tutuşturur vb... Oysa, bunlara karşı buzu karartmaz, yaprakları eritmez, insan derisini tutuşturmaz vb... Bu demektir ki; güneşin karartıcılık niteliğini bilmemiz için onun karatma niteliğini meydana çıkaracak bir nesneyle ilişkisini bilmemiz gerekir. Eytişimsel bilgi, bilinmesi gereken konuyu, gelişimsel hareketi içinde ve bütün yanlarıyle bilmek demektir. işte metafizik adı verilen eski dünyü görüşünün bütün yanılgısı, bilinmesi gereken herhangi bir konuyu sadece bir yanıyle ele almak olmuştur. Örneğin metafizik dünya görüşünün ekonomi bilgini adam Smith, üretim olgusunu ekonomik bütünlüğünden koparak, tüketim'le ilişkisini düşünmeksizin incelediği için doğru sonuçlara varamamıştır. Bu küçük örnek, eski dünya göerüşüyle yeni dünya görüşü arasındaki derin uçurumu belirtir. Diyalektik deyimiyle de dilegetirilen eytişim, günümüzde, felsefe anlayışındaki temel bölünmeye uygun olarak, metafizik dünya görüşünün tam karşıtı yeni bir dünya görüşüdür. Eytişimsel ve tarihsel özdekçilikle gerçekleşmiş bulunan bu yeni dünya görüşü hem evrensel bütünlüğün gelişme yasası'nı, hem de bu gelişmenin inceleme yöntem'in kapsar. Doğa ve son çözümlemede doğanın ürünü olan insan bilinci ve toplum, eytişimsel bir süreçle işlemektedir. Doğasal, bilinçsel ve toplumsal tüm olguların iç gerçeğini kavrayabilmek için onları kendi işleyiş yöntemleriye incelemek gerekir. bkz. Metafizik, eytişimsel Özdekcilik, Tarihsel Özdekçilik, Eytişim Yöntemi, Metafizik Yöntem Sorgulayıcı Maddecilik.