nakıs
NAKİS
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Bozan, çözen, üzen veya dağıtan. * Rücu eden. Dönen.
NAKİSE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kusur, ayıb, eksiklik, kabahat, noksanlık. * Gıybet.
NAKİSEDÂR
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Eksiği bulunan. Kusuru olan. Kusurlu.
NAKİŞ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Parça parça ve dağınık olan eşyaların bir yerde veya bir çuval içinde toplanması. * Benzer, misil.
NAKIŞ / NAKIŞÇI
(Dream Dictionary of Phrase) :
Nakış işlemek sabır ve irade gücüne, emek ve göz nuruyla hak edilen sevinç ve mutluluğa; Bekar erkeğin nakışli şeyler görmesi evlenmeye; Nakış işleyen birini görmek sünnet-i seniyyeye uyan kimseye; Taş yahut mermere nakış yapmak cahil kimselere hile yapmmaya; bakır nakışçısı baş ağrılarına ve düşmanlığa; antın ve gümüş nakışçısı belirgin hikmete, işi gereği gibi yapmaya; Nakışçı kadın berberine, kuaföre ve kadınları süsleyen diğer meslek ehline delalet eder.