running
running
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. koşuş, koşma. 2. yönetim, yönetme, idare, idare etme. 3. spor koşu. s. 1. koşan. 2. koşmaya elverişli. 3. sarılgan, sürüngen (bitki). 4. sürekli, devamlı, aralıksız. 5. akan, akar: running water akar su. 6. kolay geçen. 7. üst üste. 8. art arda. 9. işleyen. 10. bitişik (elyazısı). 11. tıb. akıntılı, sızıntılı. 12. düz. 13. cari, geçer. 14. tekrarlanmış. 15. koşarak yapılan.
running account
(English - Turkish Dictionary) :
tic. cari hesap.
running account
(English - Turkish Dictionary) :
1. cari hesap. 2. anında verilen haber.
running board
(English - Turkish Dictionary) :
oto. marşpiye.
running light
(English - Turkish Dictionary) :
seyir feneri.