serbest


Results for "serbest"

Dictionary of Economics

SERBEST TİCARET ALANI

(Dictionary of Economics) :
Genellikle bir limanın yakınında kurulan ve serbest ticaret yapılmasına izin verilen alandır. Mallar bölgeye gümrüksüz olarak ithal edilebilmektedir. Bu bölgelerde, depolama, yeniden ambalajlama, hafif montaj gibi işlemler yapılmaktadır. Ülkenin iktisadi ve mali mevzuatının hiç uygulanmaması duruma açık serbest ticaret bölgeleri, iktisadi ve mali mevzuatın kısmen uygulandığı durumlara kapalı serbset ticaret bölgesi adı verilmektedir.
Dictionary of Economics

SERBEST TİCARET BÖLGESİ

(Dictionary of Economics) :
Bir grup ülkenin kendi aralarındaki ticareti serbest ticaret bölgesi iktisadi bütünleşmenin ilk aşamadır. Serbest tiaret bölğesi kapsamındaki ülkeler kendi aralarındaki tcarette gümrük vergileri ve miktar kısıtlamalarını kaldırdılar. Buna karşılık bölge dışındaki ülkelere karşı her ülke kendi politikasını uygulayabilir. Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi 8EFTA) Latin Amerika Serbest Ticaret Bölgesi 8LAFTA) serbest ticaret bölgesine örnek olarak verilebilir.
Dictionary of Economics

AVRUPA SERBEST TİCARET BÖLGESİ

(Dictionary of Economics) :
İngiltere, Norveç, İsveç, İsviçre, Danimarka, Portekiz ve Avusturya'nın 1959 yılında kurduğu birlik, üye ülkeler arasında bir serbest ticaret bölgesinin kurulmasını amaçlamıştır. Bu ülkeler kendi arasında yapttıkları ticarette ithalat tarifelerini kaldırmışlar, üçüncü ülkelere karşı da, her üye ülke kendi tarifesini korumuştur.
Dictionary of Economics

SERBEST REKABET

(Dictionary of Economics) :
Tekelci işletmelerin devlet müdahalesinin olmadığı bir piyasadaki rekabetidir.
Dictionary of Economics

SERBEST MAL

(Dictionary of Economics) :
Üretimleri için bir çaba harcanmayan, tüm ihtiyaçları karşılayacak kadar çok bulunan, fiyatı olmayan mallardır. Hava, serbest mallara en güzel örnektir.