settle

Results for "settle"

English - Turkish Dictionary

unsettled

 (English - Turkish Dictionary) :
s. 1. tedirgin, huzursuz. 2. karışıklık içinde, çalkantılı; karışık: The situation´s still unsettled. Durum hâlâ karışık. unsettled political situation karışık siyasal durum. 3. kararlaştırılmamış, halledilmemiş, askıda: an unsettled matter halledilmemiş bir sorun. 4. ödenmemiş, kapanmamış: unsettled debt ödenmemiş borç. 5. değişken: unsettled weather değişken hava. 6. yerleşik olmayan. 7. meskûn olmayan: unsettled land meskûn olmayan arazi.
Keyword Searches Turkish - French Dict. ılık (136499k) Turkish - Germany Dict. çüş (91484k) Turkish - French Dict. açık (73297k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (62189k) Turkish - French Dict. ırmak (54262k) Turkish - French Dict. çatı (52601k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (51731k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (51546k) Turkish - French Dict. balık (50588k) Turkish - Germany Dict. hasır (46885k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (44129k) Turkish - Germany Dict. ılım (43728k)