shadow

Results for "shadow"

shadow
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. gölge: The shadows of the trees had begun to lengthen. Ağaçların gölgeleri uzamaya başlamıştı. 2. (of) zerre kadar, en ufak bir ...: There´s not a shadow of justification for what he´s doing. Yaptığını haklı çıkaracak en ufak bir sebep yok. f. 1. gölgelemek, gölge etmek, gölgelendirmek. 2. gölgelendirmek, bozmak. 3. gizlice takip etmek.

shadow cabinet
(English - Turkish Dictionary) :
İng. gölge kabine, muhalefet kabinesi.

shadow play
(English - Turkish Dictionary) :
gölge oyunu.

shadowbox
(English - Turkish Dictionary) :
f. (boksör) gölge çalışması yapmak.

shadowy
(English - Turkish Dictionary) :
s. 1. belli belirsiz, belirsiz, müphem. 2. tayin edilmesi zor olan. 3. gölgeler içinde olan.

Last Searched Words

English - Turkish Dict.

English - Turkish Dict.

Vegetation Dictionary

amberbaris (kadıntuzluğu)

Interpretation of Dreams Dict.

English - Turkish Dict.

member of parliament

Ottoman - Turkish Dict.

Turkish - English Dict.

Turkish - English Dict.

English - Turkish Dict.

English - Turkish Dict.

Azerbaijani - Turkish Dict.

Turkish - French Dict.

federal

Keyword Searches

Turkish - French Dict.

ılık (174837k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (94508k)

Turkish - French Dict.

açık (77448k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (69302k)

Turkish - French Dict.

ırmak (65699k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (55342k)

Turkish - French Dict.

çatı (55313k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (54305k)

Turkish - French Dict.

balık (52662k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (50729k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (50589k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (49732k)