sosyal


Results for "sosyal"

Sociological Dictionary

SOSYAL STATİK [İng. Social Statics]:

(Sociological Dictionary) :
A. Comte'un medod anlayışı içinde yer alan bir kavramdır. A. Comte insanlık tarihini "Üç Hal kanunu" (Teolojik, Metafizik ve Pozitif) ile açıklamaya çalışmaya çalışmış; sosyal olayların sebep-sonuç ilişkilerinin birbirini takip eden bu üç dönemde farklı ele alındığını savunmuştur.A. Comte, yapı ve düzeni,sosyal statik olarak düşünmüş, değişmeyi ise sosyal dinamik olarak değerlendirmiştir. ( Bkz. Comte, A., Sosyal dinamik)
Sociological Dictionary

SOSYAL STATÜ [Social Status]:

(Sociological Dictionary) :
Fertlerin ve sosyal grupların toplum içindeki mevkileri ve yerleridir. Sosyal statü, doğuştan elde edilen (ascribed status) ve kazanılan statü (achieved status) olmak üzere ikiye ayrılır. Doğuştan kazanılan sosyal statü, kast ve benzeri toplumlarında görülür ve biyolojik olarak geçer. (Bkz. Kast Sistemi) Eğitim yoluyla sosyal hareketlilik ise, kazanılan statüyü sağlar. Eğitim yoluyla bir mesleğe kavuşulması ve meslekten statüye geçmek esastır.Fert toplum içnde bir takım statülere sahiptir. Meselâ, bir kişi hem baba, hem bir profesör hem de bir kooperatifin veya derneğin başkanı olabilir.XIX. yüzyılın en öneli sosyal değişmelerinden birisi, eğitim yoluyla yukarı doğru sosyal hareketlilik ve kazanılan satatüdür. Bir zamanlar ertlerin sosyal tabakaları bizzat mesleği tayin ederken ve fert bu tayin üzerinde etkili olmazken, günümüzde meslek, statü tayin eder, sosyal tabakalaşmayı etkileyen bir rol üstlenmiştir. (Bkz. Sosyal Hareketlilik, Sosyal Tabakalaşma) (Erkal, M. E., 1993, Bottomore, T.B., 1962)
Sociological Dictionary

SOSYAL TABAKALAŞMA [İng. social Stratification]:

(Sociological Dictionary) :
Sosyal tabakalaşma, otorite, prestij, statü ve güce gre nüfusun farklılaşması ve hiyerarşik olarak sıralanmasıdır.Sosyal tabakalşa konusunda sosyal ilimciler, sujektif ve ovjektif değerlendirmeler yapmaktadırllar. Subjektif yaklaşım bizzat ferdin kendisini hangi tabaka ve sınnıfa sokabildiğidir. Başkalarının kendisi hakkındaki görüşleri ikinci phândadır. Objektif yaklaşımı ise, ferdin dışında dıştan gözleyerek bir hükme varmaktır. Tabakalamamış bir toplum efsanedir. sürekli bir arada yaşamaya ihtiyaç duyan, farklı teşkilâtlanma şekillerine sahip bütün topluluklarda, farklı kkriterlere göre tabakalaşma ortaya çıkmaktadır. İlkel topluluklarda cinsiyet ve yaş grupları, kabile önderleri ve nüfuz durumuna göre bir sıralanma sözkonusudur.Max Weber, tabakalaşmada üç temel kriteri ele almaktadır. Bunlar, ekonomik kıymetlere ve fırsatlara sahiplik, politik güç ve prestij durumudur. Weber'e göre; fert ekonomik, sosyal ve politik daireler içinde yeer alır ve zamanlabunlardan birinde diğerlerine göre daha yukarılarda veya aşağılarda bulunabilir.Sosyologlar tabakalaşmayı ik ana göstergeye göre ele almaktadır: Kast tabakalaşması ve statü tabakalaşaması.. Statü tabakalaşması doğuştan sonra eğitim, öğretim ve sosyalleşme sürecinden alınacak paya göre şekillenmektedir. (Bkz. sosyal Statü, Kast, Sosyal Sınıf) (Broom and Selnick, 1965, Goodman, N., 1992, ülken, H.Z., 1969, ınternational Encyclopedia of social Sciences, V.15, 1968)
Sociological Dictionary

SOSYAL TEMSİL [İng. Social Representation]:

(Sociological Dictionary) :
Genetik psikoloji ve E. Durkheim'in kollektif şuur kavramına bağlı olarak gileiştirilen sosyal temsiller, insanların sosyal dünya hakkında pallaştıkları enformasyon ve bilgi temsil örnekleri, yaşanan ve değişen kültürün parçaları olup, zihinsel olgu ya da süreçler olarak da tanımlanan tutumlar ve davranışlardır. düşünce Babası Serge Moscovici'dir. sosyal temsiller kollektif bir şekilde paylaşılan fikirler, düşünceler, imajlar ve içselleştirilmi bilgi yapılarıdır. (Moscovici, S., 1984).Sosyal Temsiller Teorisi, teorik olarak Kartezyen ve Hegelyen paradigmalara bağlı pozitivist bir yaklaşımın ürünüdür. Dil yapılarıyla ilgilenen teori metateorik olarak bilim ve sağduyunun farklı realiteleri tartıştığını öne sürer.
Sociological Dictionary

SOSYAL UYUŞMA [İng. Consensus]:

(Sociological Dictionary) :
Belirli bir konuda toplum, sosyal grup veya fert seviyesinde dünce, duygu ve menfaaatler arasında meydana gelen, getirilen uyumdur.Sosyal uyuşma, belirli kurallar içinde rekabet eden, menfaatleri çatışan unsurlar arasında varılan bir mutabakattır. Karşılıklı menfaatlerin çatışmalı pazarlık yoluyla belirli bir noktada birleşebilmesi, fikir ve düşüncelerin bezı ortak eseslar etrafında toplanabilmesidir. Böyle bir birleşme ve toplanma, hoşgörü,demokrasi terbiyesi, karşılıklı saygı ve diğer gamlık ile mümkündür. Unsurlardan birinin, diğereni veya kendi dışındakilerin varlığını kabul etmediği hallerde, uyuşma gerçekleşemez. (Bkz. diğergamlık, Çatışma, Sosyal Denge)