tasa


Results for "tasa"

Islamic Glossary

TASADDUK

(Islamic Glossary) :
Sadaka vermek. Yâni Allahü teâlânın rızâsı için fakirlere ve ihtiyâcı olanlara para, malvermek. (Bkz. Sadaka)İnsanlar tasadduk ettiği şeyi, Allah rızâsı için verirse, Hak teâlâ hazretlerine verilmişgibi sayılır ki, mukâbilinde (karşılığında) bin sevâb (pekçok sevab) alır. (Hadîs-i şerîf-EyOğul İlmihâli)Ödünç vermek, tasadduk etmekten on sekiz derece daha fazîletlidir. (Hadîs-i şerîf-EyOğul İlmihâli)Tasadduk etmek nâfile ibâdettir. Zekât vermek, borç ödemek ve birinin hakkını iâde etmekise, farzdır. (Süleymân bin Cezâ)
Islamic Glossary

TASARRUF

(Islamic Glossary) :
1. İdâreli kullanma, sarfetme. Tutumlu olma; harcamada isrâftan ve cimrilikten sakınıp ortayolu seçme.Sadaka vererek rızkınızı çoğaltınız.Zekât vererek mallarınızı koruyunuz. İktisâd eden,tasarrufa riâyet eden aldanmaz. Tedbirli düzenli yaşamak, geçimin yarısıdır. İnsanlarla iyigeçinmek, aklın yarısıdır. (Câfer-i Sâdık)2. İdâre etme, hükmetme.Allahü teâlâ mülkünde tasarruf ediyor.Mülkünde tasarruf etmesinde zulüm düşünülemez.Çünkü zulüm, izni olmadan başkasının mülkünde tasarruftur. (İmâm-ı Gazâlî)3. Bir velînin Allahü teâlânın izniyle sevdiklerini mânen yetiştirmesi, düşmanlarını isecezâlandırması.Yaratılışı, kalb ve rûh mertebesine kadar olan kimseyi tasarrufu kuvvetli olan pîri, dahayüksek mertebelere ulaştırabilir. (İmâm-ı Rabbânî)Sıddîkiyye yolunda ilerlemek üstâdın tasarrufu, kuvveti ile olur. O sevk ve idâre etmedikçe,hiç ilerleyemez. Çünkü nihâyetin (sonun) başlangıcında yerleştirilmesi, onun şerefli teveccühü,merhameti ile olur. Anlaşılmayan, bilinmeyen hâllere hep onun üstün, başarılı idâresi ilekavuşulur. (İmâm-ı Rabbânî)Îtikâdı ve ameli doğrulttuktan, bu iki kanadı ele geçirdikten sonra, Allahü teâlâyayaklaştıran yolda ilerlemek sırası gelir. Zulmânî ve nûrânî konakları aşmaya başlanabilir. Ancakşunu iyi bilmelidir ki, böyle konakları aşarak yükselebilmek ancak yo lu bilen, yolu gören, yolgösteren, yetişmiş ve yetiştirebilen bir rehberin teveccühü ve tasarrufu ile olabilir. Bununbakışları kalb hastalıklarına şifâ verir. Onun teveccühü yâni kalbini bir kimseye çevirmesi, kötü,çirkin huyları insandan siler süpürür. (İmâm-ı Rabbânî)
Islamic Glossary

TASAVVUF

(Islamic Glossary) :
Ahlâk ve kalb ilmi. Kalbi kötü huylardan temizleyip, iyi huylarla doldurmak. Kalbde îmânınvicdânileşmesi, yâni Ehl-i sünnet îtikâdının kalbde sağlamlaşması ve şüphe getirici te'sirlerlesarsılmaması, nefs-i emmâreden doğan tenbelliklerin ve sıkıntıl arın giderilip, ibâdetlerdekolaylık ve lezzet hâsıl olması. Allahü teâlâ ile olmak, iyi ahlâk edinmek ve dînin emirlerineuymak.Tasavvuf büyüklerinin hepsi, Ehl-i sünnet îtikâdında idi. Bid'at sâhiplerinin hiçbiri, Allahüteâlânın ma'rifetine yaklaşamamıştır. Evliyâlık nûrları bunların kalblerine girmemiştir.(Abdullah-ı Dehlevî)Tasavvuf ehlinin üç vasfı vardır. Toprak gibidir, iyiye de, kötü kimseye de verir. Bulutgibidir, her şeyi gölgeler. Yağmur gibidir, sevilen kimseyi de, sevilmeyen kimseyi de sular.(Harkûşî Abdülmelîk bin Muhammed)Tasavvuf hâldir, söz değildir, söz ile ele geçmez. (Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî)Tasavvuf, Resûlullah efendimizin sünnet-i seniyyesine uymak, fazla konuşmayı, fazlayemeği ve fazla uykuyu terk etmektir. (Alâüddevle Semnânî)Tasavvuf, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylerin hepsini terketmektir. (Ali bin Sehl)İnsana lâzım olan önce Ehl-i sünnete uygun inanmak, sonra şerîate (dînin emir veyasaklarına) uymak, daha sonra tasavvuf yolunda yükselmektir. (Muhammed Bâkî-billah)Şimdiye kadar yedi yüz velî, tasavvufun târifinde türlü sözler söylemişlerdir. Bu sözlerinözü, şu noktada toplanabilir: Tasavvuf, vakti, en değerli olan şeye harcamaktır. (Ebû SaîdEbü'l-Hayr)
Turkish - English dictionary

muhtasar

(Turkish - English dictionary) :
1. brief; concise. 2. fin. monthly tax.
Turkish - English dictionary

muhtasaran

(Turkish - English dictionary) :
briefly, in brief; concisely.