tasavvuf


Results for "tasavvuf"

Sociological Dictionary

TASAVVUF [İng. Mysticisme]:

(Sociological Dictionary) :
İnsan aklının sınırlı kaldığı alanlarda kâinatın sırlarına ve özellikle Tanrı kavramına ferdin gerçeğe inanç yolu veya irade gücü ve ruhun terbiyesi ile uşlaşılabileceğini kabul eden dini görüştür.Tasavvuf, Batı kültüründeki mistisizmin Türk- İslâm kültüründeki karşılığıdır. Mistiklik dünyaya kapanma, uhreviliği esas almaktadır. Mistik sadece ve ehli, mutasavvıf ise, aynı zamanda ilme de taliptir. Tasavvuf mistisizme göre daha muhtevalıdır ve mistikliği de içine alır.Tasavvufda ferdî gayret önemlidir. Tasavvuf insana devamlı bir ruhî yücelme sağlar. Nefsin benciliğini gidermede insanın olgunlaşmasında önem taşır. Tasavvufda ızdırabın özel bir yeri yoktur.Kusaca Tasavvuf Hz. Muhammed'den itibaren devam eden bir terbiye ve öğretme faaliyetidir. İlmi ibadet olarak kabul eder. Tevhid anlayışına bağlıdır. (Bkz. Tevhid) (Kurtkan, A., 1985)TAVIRLAR [İng. Attitudes]: Cemiyetlerin gelişme, olgunlaşma ve çökme safhalarını ifade eder. İbn-i Haldun, devletin çöküşünü maddî ve manevî bir çok sebeplerin neticesi olarak göstermektedir.İbn-i Haldun tavırlar nazariyesi içinde beş tavrın varlığından bahsetmiştir. 1- Zafer Tavrı: Hakimiyet cemiyetin bütünü tarafından kabül görmüştür. Cemiyetde ahlâkî bir bozulma sözkonusu değildir. 2- Diktatörlük (mutlakiyet) Davrı: diktatörlük idaresi kurulmuş, cemiyet içinde yöneten ve yönetilenler ayrılmıştır. 3- Refah Tavrı: Cemiyet mimarlık ve güzel sanatlardan en üst seviyededir. 4- Barış tavrı: Devletin çöküşü başlamıştır. İsyan eden gruplarla barış halinde yaşama sözkonusudur. 5- İsraf Tavrı: Devletin çökmesi kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkar. (Bkz. İbn-i Haldun,)
Islamic Glossary

TASAVVUF

(Islamic Glossary) :
Ahlâk ve kalb ilmi. Kalbi kötü huylardan temizleyip, iyi huylarla doldurmak. Kalbde îmânınvicdânileşmesi, yâni Ehl-i sünnet îtikâdının kalbde sağlamlaşması ve şüphe getirici te'sirlerlesarsılmaması, nefs-i emmâreden doğan tenbelliklerin ve sıkıntıl arın giderilip, ibâdetlerdekolaylık ve lezzet hâsıl olması. Allahü teâlâ ile olmak, iyi ahlâk edinmek ve dînin emirlerineuymak.Tasavvuf büyüklerinin hepsi, Ehl-i sünnet îtikâdında idi. Bid'at sâhiplerinin hiçbiri, Allahüteâlânın ma'rifetine yaklaşamamıştır. Evliyâlık nûrları bunların kalblerine girmemiştir.(Abdullah-ı Dehlevî)Tasavvuf ehlinin üç vasfı vardır. Toprak gibidir, iyiye de, kötü kimseye de verir. Bulutgibidir, her şeyi gölgeler. Yağmur gibidir, sevilen kimseyi de, sevilmeyen kimseyi de sular.(Harkûşî Abdülmelîk bin Muhammed)Tasavvuf hâldir, söz değildir, söz ile ele geçmez. (Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî)Tasavvuf, Resûlullah efendimizin sünnet-i seniyyesine uymak, fazla konuşmayı, fazlayemeği ve fazla uykuyu terk etmektir. (Alâüddevle Semnânî)Tasavvuf, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylerin hepsini terketmektir. (Ali bin Sehl)İnsana lâzım olan önce Ehl-i sünnete uygun inanmak, sonra şerîate (dînin emir veyasaklarına) uymak, daha sonra tasavvuf yolunda yükselmektir. (Muhammed Bâkî-billah)Şimdiye kadar yedi yüz velî, tasavvufun târifinde türlü sözler söylemişlerdir. Bu sözlerinözü, şu noktada toplanabilir: Tasavvuf, vakti, en değerli olan şeye harcamaktır. (Ebû SaîdEbü'l-Hayr)
Turkish - English dictionary

tasavvuf

(Turkish - English dictionary) :
Sufism, Islamic mysticism. ehli 1. (a) Sufi. 2. Sufi (person).
Turkish - English dictionary

tasavvufi

(Turkish - English dictionary) :
Sufistic, Sufic, Sufi.