türe


Results for "türe"

Sociological Dictionary

KÜLTÜR ŞOKU [İng. Culture shock]:

(Sociological Dictionary) :
Kültürel relativizmin ihmal edildiği, bir topluma ait olmayan değer hükümlerinin, normların ve kavramların, diğer bir topluma zorla veya zor kullanmaksızın aktarılmasında, aktarılan toplumdaki fertlerin ve sosyal grupların karşılaştıkları, belirsizlik ve kararsızlığın hâkim olduğu dönemlerde ortaya çıkan bir sonuçtur. Kültür şoku, bilhassa kitle haberleşme araçları yoluyla, dünyayı küçelten bir ağ içinde daha kolay gözlenebilmektedir.
Sociological Dictionary

KÜLTÜR [İng. Culture]:

(Sociological Dictionary) :
Kültür, E.B.'nun Tylor, tanımıyla bilgiyi, imanı, sanatı, ahlâkı, hukuku, örf ve âdeti ve insanın toplumun bir üyesi olması dolayısıyla kazandığı diğer bütün maharet ve alışkanlıkları kapsayan karmaşık bir bütündür. (Kafesoğlu, İ., 1983, Eröz, M., 1982) Kültür, insanın insana ve maddeye katı tavır alışımı belirleyen bir bütündür, kısaca yaşama tarzıdır. (Erkal, M.E., 1993)Muharrem Ergin'e göre; sosyal akrabalık bağıdır. Kültür, doğutan değil, eğitim öğretim ve sosyalleşme süreciyle kazanılmakta ve sosyal miras olarak nakledilmektedir. Bir çok sosyolog, bundan dolayı, sonradan öğrenme yoluyla kazanılmayan davranışları, kültürün dıında bırakmışlardır. Kültür, ferdî olmaktan çok, sosyal değerler ve davranış sistemidir. Kültür, tarihî bir birikimdir. Kütür, bir toplumun bütün ideallerinin ve sosyal değerler ve davranış sitemidir. Kültür, tarihî bir birikimdir. Kültür, bir toplumun bütün ideallerinin ve sosyal kişiliğinin bir sembolüdür. Kültür değerleri doğmatik olmayıp, ihtiyaçlara göre özünü bozmadan değişebilir. Her kültür içindeki bütün unsurların (dil, din, inaçlar, örf ve adetler, edebî, mimarî ve musikî geleneği, sanat anlayışı, idealler, ekonomik hayat vb.) parçaların oluşturduğu organik bir bütündür. Ne sadece dildir, ne sadece din ve diğerleri.. Kültürün bütün, unsurlarının toplamından daha büyük birr sentezdir. (DPT, 1983, Kantarcıoğlu, S., 1982)Kültürün iki temel fonsiyonu vardır. Bunlardan biri koruyuculuk diğeri ise gelişme ve yenilemedir. Aslında bunlar birbirini tamamlarlar. (Aron, R., 1974, White, L. A., C.3, 1968, Ottoway A.K.C., 1962)Kültür unsurları maddî ve manevî olarak iki grupta toplanabilir.Maddîve manevî kültür arasında yakın bir ilişki vardır. (Bkz. Maddî Kültür ve Manevî Kültür)Z. Gökalp'e gre; halk kültürün yaratıcısıdır. Onun için, halka başvurmak gerekir. Millî kültür halkın eseridir. Kültürü seçkinler grubunun ürettiği, topladığı, muhafaza ettiği eserlerin ve bilginin birikiminden ibaret saymak hatadır. Toplumun aydınları, elitleri bu hazineyi, kültürü işlemeli, Z. Gökalp'e göre tehzip (işlenmiş kültür) şekline sokarak zenginleştirmelidirler.Z. Gökalp ve M. Turhan'a göre kültür ve medeniyet arasında önemli farklar vardır. (Turhan, M., 1969) (Bkz. Medeniyet) Kültür millî, medeniyet ise tek bir millet tarafından temsil edilmediği için beynelmileldir.Kültürün kavmîlikten,millîlğe doğru genişlemesi kültürü millîleştirmektedir. Kütleler milletleştikçe,kültürleri de kabile, airet ve ve kavmî özelliklerinin üzerinde millî seviyede kabul görmüş bir yaşama tarzına taşınmaktadır. (Kafesoğlu, İ, 1983)
Sociological Dictionary

KÜLTÜREL GECİKME [İng. Cultural Lag]:

(Sociological Dictionary) :
Bir yaşama tarzının (kültürün), maddî unsurlarıyla, manevî unsurları ve zihniyet arasındaki farkın ortayaçıkmasıdır. Eğer bir toplumda maddî kültürde aynı hızla bir geişme sözkonusu olmuyor ise, ortaya bir sosyal mesafe veya boşluk çıkmaktadır. Meselâ; petrol zengini bazı Arap ülkelerinin geişmiş teknolojiyi talep etmelerine rağmen; zihniyette, düşünce sisteminde ve insangücü kaynaklarında aynı hızla bir yenilenme olmaması, kültürel gecikmeye sebep olabilmektedir.Kültürel gecikmeye bir çok sosyolog temas etmiş ise de; bu kavram gündeme geldiğinde, W.F. Ogburn hatırlanmaktadır. (Ogburn, W.F., 1950, Broom and Selznick 1965)
Sociological Dictionary

KÜLTÜREL KİMLİK [İng. Cultural Identity]:

(Sociological Dictionary) :
Kültürel kimlik kavramı 1980'li yılların sonlarından itibaren ortaya çıkan önemli siyasi değişmelerle, küreselleme ve yeniden yapılanma sonucu ön plâna çıkan bir kavram olmuştur.Kültürel kimlik, daha ziyade doğuştan sonra kazanılan ve elde edilen özelliklerle ilgilidir. Kültürel kimliğin ferdi aşan sosyal bir boyutu vardır. Ferdin sosyal bir varlık olması, farklı özellikleriyle teşkilâtlanmış insan toplulukları içinde yaşayabilmesi, topluluğu fertte temsil ettirir hale getirmiştir. Kültürel kimlik ben kimim, biz kimiz sorularına verilecekcevabın ana hatlarını ihtiva etmektedir.Ferdi veya sosyal grubun kendi hakkında verdiği karara dayalı tanımlama (emic) kimliği ortaya koyduğu gibi, ferdin veya sosyal grubunbaşkaları tarafından dışarıdan yüklenilen sıfat (etic) da kimliğin ortaya çıkışında esas alınabilir.Kültürel kimlik, sosyal ve kültürel evreyle aynılaşmaktadır. Biyolojik ve genetik yoldan elde edilenler farklı olsa da, belirli bir kütür çevresi içinde yoğrulan, sosyalleşen ve ondan pay alan mensubiyet şuuru hisseden insan kendi kültür çevresini temsil eden killiği de taşır hale gelir. Bir başka ifadeyle, kültür çevresi kendini fertte temsil ettirir ve ona kimliğini verir. Kültürel kimlik, isteyenin istediği yerden alabileceği, kolaylıkla değiştirebileceği piyasada satılan bir mal veya ideolojik bir tercih değildir. İnsan kimliğini seçmekte de pek hür sayılamaz. O, bütün değerlerini reddettiği bir kültürel kimliğin, gayrî iradî, farkına bile varmadan belirli davranı, tavır, norm ve değer hükümlerinin dışına kendini taşıyamaz.Kimliğin kazanılmasında aile, arkadaşlık muhiti (akran grubun) okul ve iş hayatının önemli rolleri vardır. (Bkz. Aile, Akran Grubu) Örgün ve yaygın eğitim de kimliğin kazanılmasında rol oynamaktadır. Günümüzde kitle haberleşme araçları (medya), yukarıdaki unsurlardan daha da tesirli hale gelmiştir. (Bkz. kitle Haberleme Araçları)Kimliği bazı sosyal biimciler, ırsiyet (kalıtım),bazıları ise, sosyal çereye öncelik vererek değerlendirirler.Kültürel kimliği coğrafî faktöre dayandırmak da yanlıştır. Coğrafya yaşama tarzı olan kültürü mutlak değil, fakat nisbî olarak tesir altına alır. Kültürel kimlik coğrafya endeksli bir kavram değildir. Hâkim kültür özellikleri göstermeyen ve kültürün maddede müşahhaslamış şekli olan medeniyet tarafından şekillendirilmemiş bir coğrafya vatan da yapılanmaktadır. Bu bakımdan, bir Akdeniz Kültürü veya Anadolu Kültürü gibi kayramlar kültürel kimliği net ve belirli hale getirememektedir. Bu durumda sanki Akdeniz'de birbirinden ayrıdedilebilme ve farkedilebilme özellikleri gösteren millî kültürler yok farzedilerek konuya yaklaşılmış olmaktadır.Kültürel kimlik, kültürün unsurlarından herhangi birine bağlı olarak düşünülemez. Kültür bütün unsurlarıyla bir bütün olduğuna göre, dil veya diğer unsurlar tek başlarına kimliği belirleyemezler. Kültürel kimlikle yakın ilişkili olan millî kimlik ise; milletleşmiş topluluklarda görülebilmektedir. (Erkal, M. E., 1994, Yediyıldız, B., 1995, Tural, S., 1995,Sözen, E., 1995)
Sociological Dictionary

KÜLTÜREL RELATİVİZM [İng. Cultural Relativism]:

(Sociological Dictionary) :
Kültürel relativizm; Etnoloji, Sosyal Antropoloji ve sosyalojide kullanılan bir medoddur. Kültürel gerçeğin ve kültürel determinizmin teorosi olarak isimlendirilir. Bir toplumda değer sistemlerinin; ahlâkî, politik alanlardaki değerlendirmelerde bir rehberdir. (Bidney, D., 1968) Bu metoda göre; bir toplumun değerleri ve bu t opluma has kavramlar veya kültürel yaşayış tarzı, diğer bir topluma bütünüyle transfer edilemez. (Jary, D. and J. 1991) (Bkz. İtibarîlik)