yakı

Results for "yakı"

Ottoman - Turkish Dictionary

YAKÎN

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Şüphesiz, sağlam ve kat'i olarak bilmek.(Yakîn: Ma'rifet ve dirayetin ve emsalinin fevkinde olan ilmin sıfatıdır. İlm-i yakîn denir, ma'rifet-i yakîn denilmez. Ayn-el yakîn: (kelimenin merfu hali ayn-ul yakîndir.) Göz ile görür derecede veya görerek, müşahede ederek bilmek. Meselâ; uzakta bir duman görüyoruz. Orada ateşin varlığını ilmen biliyoruz, demektir. Bu bilme derecesine ilm-el yakîn deniyor. Ateşe yaklaşıp, gözümüzle görürsek, ona ayn-el yakîn bilmek deniyor. Daha da ilerliyerek bütün hislerimizle ateşin varlığını anladık ise; ateşin yakması ve sâir sıfatlarını da bildik ise, bu nevi'den olan ilmimizin derecesine de hakk-al yakîn deniyor. (Hakkalyakîn: Abdin sıfatları, Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarında fâni olup, kendisi onunla ilmen ve şuhuden ve hâlen beka bulmaktadır. Ö. Nasuhi)
 Ottoman - Turkish Dictionary

YAKÎNEN

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hiç şübhesiz olarak, kat'i surette.
 Ottoman - Turkish Dictionary

YAKÎNÎ

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Şüphe edilmeyecek ilmî halde, hiç şeksiz bilinmeğe dair.
 Ottoman - Turkish Dictionary

YAKÎNİYYÂT

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Yakînî bir surette bilinenler.
 Ottoman - Turkish Dictionary

YAKITÎ (YAKUTÎ)

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kırmızı üzüm.
Keyword Searches Turkish - French Dict. ılık (141759k) Turkish - Germany Dict. çüş (91869k) Turkish - French Dict. açık (74182k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (63584k) Turkish - French Dict. ırmak (55154k) Turkish - French Dict. çatı (53130k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (52437k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (52032k) Turkish - French Dict. balık (50979k) Turkish - Germany Dict. hasır (47720k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (45123k) Turkish - Germany Dict. ılım (45071k)