çüş
DOLAYSIZ SORU [İng. Focuse Interview]:
(Sociological Dictionary) :
Sosyolojinin kurucuları arasında yer alan E. Durkehim sosyolojist bir düşünce çerçevesi içinde kalarak, çok sebepli metodoloji kuralını geliştirmiştir.
İKTİSADÎ İNSAN [İng. Homo-economicus]:
(Sociological Dictionary) :
Davranışlarında ve sosyal ilişkilerinde iktisadîliği ve iktisadî faydayı ve kârlılığı ön plânda tutan insan tipidir. Üretim ve pazarlama gibi bir çok ekonomik aaliyetlerde geçerli olmakla beraber, insanın sosyal hayatta daima ekonomik amaçla davrandığı söylenemez. Fertlerin arayış ve yönelişleri, dönem dönem değişmekle beraber, insan davranışında tek boyut olarak iktisadîliğin ele alınması eksik bir yaklaşımdır. "Meta-ekonomik" faktörlerin de hesaba katılması gerekmektedir. Nitekim, sanayi toplumundan enformasyon çağına geçen ülkelerde, yüksek teknoloji ile temasta maddî, fizikî gerçeğin ruhî, moral gerçekle teması ve dengelenmesi gerekli görülmektedir. (Naisbitt, J., 1984) İnsana moral tatmin sağlayan bir çok şeyin piyasa fiyatı yoktur. Herşeyin maliyet-ayda analizine sokulabilmesi, rakamla ifade edilebilmesi zordur. Barış huzur, dayanışma, vatan sevgisi, insan sevgisi, sadakât ve istikrar talebiyle araba, giyim aşyası, ziynet, mobilya talepleri arasında farklar vardır.Kâr eden, verimli çalışan ekonominin kurallarını uygulayan, ama kamu menfaati, sağlığı ve ahlâkîliği esas almayan bir kimse, iktisadî insan tanımına girebilir, ancak sosyal insan (homo-socius) kapsamı dışında kalır. Meselâ; zeytinyağına makine yaeı karıştırma, bekereli yüksek çayı piyasaya sürme, sağlığa aykırı deterjanı piyasaya çıkarma örneklerinde olduğu gibi.. Burada talep varsa arzı da olur şeklinde bir yaklaşımda bulunamayız. (Holton, R. J., 1992, Parsons T., and Smelser N.J., 1956, Ülgener,F.S., 1983 Fındıkoğlu, Z. F., 1971)
MARCUSE, Herbert [1898-1979]:
(Sociological Dictionary) :
(Bkz. Franfurt Oluku)
TÖRE [İng. Ethics, custom]:
(Sociological Dictionary) :
Sosyal hayatı düzenleyen normlar toplamı olan töre, aile ve fert hayatında, "yol", "yorum" ve "görenek" olarak kabul edilmektedir. Daha doğrusu bir "yaşama tarzı"dır.Eski Türklerde, cemiyetin varlık hikmeti sayılan töre, mukaddestir. Uygurlardan itibaren "kanun" anlamında kullanılmaya başlandı. Bu yüzden töre kelimesi, devletin düzeni ve işleyişi ile de ilgilidir. Bazen devletten bile önde gelirdi. Bunu "il gider töre kalır" diye söylenen ata önde gelirdi. Bunu "il gider töre kalır" diye söylenen ata önde gelirdi. Bunu "il gider töre kalır" diye söylenen ata sözünde bulabiliriz. Töre devlet düzeni olduğu için aynı zamanda bu düzenden doğan, "devlet gücünü de simgeler. Bunun temelinde ise aile töresi ve aile gelenekleri yatar. Z. Gökalp'de eski Türklerin milli kültürünün "Töre"'den ibaret olduğunu belirtmektedir. Bu töre şu prensipte en güzel ifadesni bulur. "Eline, beline, diline özüne, sözüne, gözüne". Türklerde töresini kaybetmiş bir millet yok olmuş demektir. Bazen saygı değer ve hürmet edilmesi gereken şeyler için "ağır" deyimi ile "ağır törü" şeklinde de kullanılırdı. (İ. Kafesoğlu, 1983, B. Ögel, 1988, M. Eröz, 1982)Ayrıca töre, aile ve topluluk iinde "mevkiye göre yer alma" anlamına da geldiği için bir hiyerarşiyi de temsil eder. Fertlerin birbirlerine karşı saygı ve tutumunu ortaya koyar.
HOMO ECONOMİCUS
(Dictionary of Economics) :
İnsan kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder. Homo Economicus iktisatçıların bu görüşünü belirtmek için, insanı varolduğu kabul edilen bu yönünü vurgulamak için insana verilen isimdir. Sözgelimi kapitalistler kar, işçiler en fazla ücret, tüketiciler de maksimum fayda peşinde koşarlar. Bu görüş ilk defa klasik iktisatçılar tarafından ortaya atılmıştır. Felsefi köklerini Benthamın faydacılık yaklaşımında bulur.İnsanın bir homo economicus olup olmadığı iktisatçılar arasında her zaman tartışılan bir konu olmuştur. Bu varsayım akademik iktisattaki ağırlıını hala korumaktadır. Bunun üç nedini olduğunu söylemek mümkündür: Kapitalizm altında insanlar homo economicusa uygun davranmaya itilmektedir. Öte yandan bu varsayımın terkedilmesi halinde üzerinde anlaşılabilecek alternatif henüz yoktur. (Kurumsal iktisatçılar homo culturalisi önermektedirler). Nihayet enstürmentalistlere göre de bu varsayım üzerine kurulan teoriler gerçeği açıklama ve öngörme işlevlerini pekala yerine getirmektedirler.