İKTİSAT
MAKRO İKTİSAT
(Dictionary of Economics) :
İktisadın ekonominin bütünü ile ilgilenerek, bunun işleyişini açıklamayı amaçlayan bölüm. Toplum düzeyindeki ekonomik büyüklüklerin incelenmesi makro iktisadın alanı içindedir. Milli gelir, istihdam, yatırım, büyüme, gelişme, genel fiyat düzeyi, üretim düzeyi gibi kavramlar makro iktisadın temel konularıdır. İşsizliğin, enflasyonun, ödemeler dengesi açıklarıın nedenleri ve çözümleri yine makro iktisadın içinde araştırılan sorunlardır.
MATEMATİKSEL İKTİSAT
(Dictionary of Economics) :
İktisat kurallarının ve bunlara ilişkin açıklamaların matematik yardımıyla yapılması. Matematiksel ifadelerin ve eğrilerin, iktisadi konuları açıklamada kullanılması.
MİKRO İKTİSAT
(Dictionary of Economics) :
İktisat bilinin, toplumu oluşran birey, alile ve firmaların ekonomik davranışlarını inceleyen kısmı. Bir tüketicinin tatmini maksimum kılmak için gelerini nasıl harcadığı, bir firmanın kar maksimizasyonu için kaynaklar ya da üretim faktörlerini nasıl biraraya getirdiği, mal ve faktör fiyatlarının nasıl oluştuğunu, değişik piyasalarda firmaların nasıl davrandıkları mikro iktisadın başlıca konularıdrı.
NEO KEYNESYEN MAKRO İKTİSAT
(Dictionary of Economics) :
Keynesin ölümünden sonra kendisini Keynesçi gören birçoık iktisat okulu türedi. Neo Keynesyen İktisat bunlardan biridir. Ancak terim değişik anlamlarda kullanılmaktadır. 1) Kimine göre Neo Keynesyen İktisat, neoklasik sentez çizgisinde düşünen iktisatçıların Keynes yorumudur. Bu çerçevede Tobin, Samuelson, Modigliani, Leijonhuvvud, Clower gibi iktisatçılar Neo Keynesçidir. Bunlara hidrolik Keynesçiler de denmektedir. Bu iktisatçılara neoklasik sentezi, eleştirilere karşı geliştirme ve yenileme çabası içinde olan iktisatçılar olarak bakabiliriz. 2) Kimine göre de Keynes sonrasında Keynesçiliği benimsediğini belirten iktisatçıların hepsi Neo Keynesçidir. Bu çerçevede Harrad, Kaldor, Robinson gibi iktisatçılar da Neo Keynesçidir. Bu açıdan yorumlandığında Neo Keynesçiler homojen bir grup değildirler. Çünkü aralarında Keynesi farklı yorumlayan iktisatçılar bulunmaktadır. O nedenle Keynesi denge iktisadı çerçevesinde yorumlayan ve neoklasik mikro temeller üzerinde Keynesçi makro modeli kurmaya çalışanları Neo Keynesçi olarak görmek, ötekileri post Keynesçi olarak adlandırmak daha uygundur.
NEOKLASİK İKTİSAT
(Dictionary of Economics) :
Akademik iktisat dünyasında klasik okulun egemenliği 1350li yıllara kadar sürdü. Ancak o dönemin siyasal ve sosyal koşullarında artı emekdeğer teorisine dayalı bir iktisadı sürdürmek sözkonusu olamazdı. Çünkü emek değer teorisinin Marxın elinde artık değer kavramına ulaşması, böyle bir teorinin kapitalizm altında akademik iktisadın temelini oluşturmaya devam etmesini eşyanın tabiatına aykırı kılmaktaydı. Nitekim aynı yıllarda Cournot, Dupuit ve Cossen gibi iktisatçılarca temel kavramları önceden geliştirilmiş bulunan yeni bir yaklaşım ortaya çıktı. Emek-değer teorisini fayda-değer teorisi ile değiştiren bu yaklaşımın kurucuları Jevons ve Menger, başlıca teorisyenleri ise Marshall ve Walrastır. Teori sonradan Edgeworth, Wicksell, Clark, Fisher, Pareto gibi iktisatçılarca olgunlaştırılmıştır.Neoklasik iktisat 1870lerden itibaren akademik iktisat dünyasına egemen oldu. Nitekim o yıllardan itibaren iktisadın temel ders kitabı Marshallın İlkeleri oldu. Bu durum Keynesçiliğin yükselmesine kadar sürdü. Ancak buna bakarak neoklasik iktisadın 1870ler ile 1930lar arasında ağırlık taşımış bir iktisat yaklaşımı olduğunu söylemek doğru olmaz. Neoklasik iktisat ortaya çıktığı dönemden itibaren günümüze kadar yöntemi, öncüleri, varsayımları ve kavramları ile akademik iktisada egemen olmuştur.Neoklasik iktisatta temel hareket noktası rasyonel davranan bireydir. Bunnu anlamı üreticilerin kar, tüketicilerin fayda maksimizasyonu peşinde koşmasıdır. İnsanların tercihleri ile teknoloji veridir. Tarihsel zaman yerine kavramsal zaman sözkonusudur. İşte bu çerçeve neoklasik iktisadın tarih, sosyoloji, siyaset, psikoloji ve sınıf ilişkileri ile temasını keser.Neoklasik iktisadın bir başka önemli önkabulü kaynak miktarını veri alınmasıdır. Yani insanların sahip oldukları üretim faktörleri miktarının başlangıç miktar ve dağılımı o şekliyle veri kabul edilir. Böyle bir durumdan hareketle etkin kaynak dağılımının koşulları araştırılır. Dolayısıyla neoklasik iktisadın konusu veri kaynakların optimum dağlıımıdr.Neoklasik iktisada göre serbest piyasa ekonomisi optimum kaynak dağılımını sağlar. Yani serbest piyasada fiyatların hareketi ekonomiyi öyle bir noktaya getirir ki, artık yeni değişimler yaparak toplam refah drüzeyini yükseltmek mümkün olmaz.