ırk


Results for "ırk"

Islamic Glossary

Şirk-i Hafî

(Islamic Glossary) :
Gizli şirk; riyâ. (Bkz. Riyâ, Şirk-i Asgâr)
Islamic Glossary

ŞİRKET

(Islamic Glossary) :
Ortaklık, ortak olmak, iki veya daha çok kimsenin bir mala berâber sâhib olmaları. Bir şeyinbirden çok kimseye âit olması, başkasına âit olmaması veya ortakların yazı ile yaptıkları akd,sözleşme.İslâmiyet'te şirketler iki kısımdır. 1) Mülk şirketi: İki veya daha çok kimsenin mîrâs vehediye sûretiyle veya parasını belirli oranda verip, satın alarak bir mala berâber sâhib olmaları.2) Akd ile yâni sözleşerek kurulan şirket: Bir yazılı mukâvel e yaparak ortakların kabûl etmesiile kurulur. (İbrâhim Halebî)
Islamic Glossary

Şirket-i A'mâl

(Islamic Glossary) :
İki veya daha fazla san'at sâhiblerinin, başkasından iş kabûl ederek ücretini veya bir fabrikakurup îmâlât kârını paylaşmak üzere kurdukları şirket, ortaklık. (Bkz. Sanâyi' Şirketi)
Islamic Glossary

VÜCÛH ŞİRKETİ

(Islamic Glossary) :
Sermâyesiz olup, halk arasında emniyet ve îtibârları ile veresiye alıp-satmak üzere kurulanşirket.Vücûh şirketinde kâr, malın helâki veya ziyandaki tazmin nisbeti şartına göre taksim edilir.Kâr nisbeti, tazmin nisbetinden başka olamaz. (Mecelle)Vücûh şirketlerinde, ortaklardan herbirinin satın alınan malda hissesi ne kadarsa kârdakihissesi dahi o kadar olur. Eğer birine satın alınan maldaki hissesinden fazla şart edilse şart lağvolur. Ve kâr, aralarında satın alınan maldaki hisselerine gö re taksim olunur. (Mecelle)Vücûh şirketi ile ortak olan iki kimse, alıp vermelerinde mutazarrır oldukları (zarargördükleri) sûrette, eğer satın alınan mal aralarında yarı yarıya olmak şartı ile sözleşilmiş ise,zarar ve ziyan dahi müsâvat (eşitlik) üzere taksîm olunur. Eğer s atın alınan malda sülüs (üçtebir) ve sülüsân (üçte iki) şekliyle hissedar olmak şartıyla sözleşmişlerse zarar ve ziyan dahi ikilibirli olarak taksim olunur. Zarar ettikleri malı gerek birlikte satın alsınlar ve gerek yalnız birisişirket için almış olsun. (Mecelle)Y
Islamic Glossary

YETMİŞ İKİ FIRKA

(Islamic Glossary) :
Ehl-i sünnet yolundan (Peygamber efendimizin ve Eshâb-ı kirâmın bildirdiği doğru yoldan)ayrılan ve Cehennem'e gidecekleri hadîs-i şerîfte bildirilen bozuk fırkalar. Bunlara bid'at ehliveya dalâlet fırkaları da denir.Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:"Benî İsrâil (İsrâiloğulları) yetmiş bir fırkaya ayrılmıştı. Bunlardan yetmişi Cehennem'egidip, ancak bir fırkası kurtulmuştur. Nasârâ (hıristiyanlar) da yetmiş iki fırkaya ayrılmıştı.Yetmiş biri Cehennem'e gitmiştir. Bir zaman sonra benim ümmetim de yetmiş üç kısmaayrılır. Bunlardan yetmiş ikisi Cehennem'e gidip, yalnız bir fırkası kurtulur." Eshâb-ıkirâm (Peygamber efendimizin arkadaşları) bu bir fırkanın kimler olduğunu sorunca;"Cehennem'den kurtulan fırka, benim ve Eshâbımın gittiği yolda gidenlerdir" buyurdu.(Hadîs-i şerîf-Milel ve Nihal, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbn-i Mâce)Yetmiş iki sapık fırkaya mensub olanlar, Ehl-i sünnet âlimlerinin anladıkları gibiinanmıyanlar, mânâsı açık olmayan nassları (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfleri) yanlış te'vilettikleri (yorumladıkları) için kâfir olmuyorlar ise de, sapık inanışları yüzünden Cehennem'egideceklerdir. Fakat müslüman oldukları için, azâbda sonsuz kalmayacak, îtikâdlarının (inanış)bozukluğu kadar yandıktan sonra tekrar çıkarılacak, Cennet'e sokulacaklardır. Yetmiş iki sapıkfırka vardır. Bunların yaptıkları ibâdetlerin hiçbiri kabûl edilmez. (İmâm-ı Rabbânî)Muhammed aleyhisselâmın ümmeti yetmiş üç fırkaya ayrıldı. Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-işerîflerde açıkça bildirilmemiş olan ve açık olanların da mânâları icmâ ile zarûrî olarakanlaşılmamış olan inanılacak ve yapılacak bilgilerde ictihâd ederken yanıl mak küfür (îmânsızlık)olmaz ise de büyük günâh olur. Müslümanların yetmiş üç fırkasından yetmiş iki fırkası böyleyanılmış, doğru yoldan ayrılmış, bid'at sâhibi olmuşlardır.Bunlar sapık inançlarının cezâsıolarak Cehennem'e gireceklerdir. Fakat müslüman oldukları için Cehennem'de sonsuzkalmayacaklar, azâb gördükten sonra çıkarılacaklardır. (Abdülganî Nablüsî)Yetmiş iki bid'at (sapıklık) yolunun esâsı dokuz fırkadır ki bunlar; hâricî, şiî, mûtezile,mürcie, müşebbihe, cehmiyye, dırâriyye, neccâriyye ve kilâbiyyedir. Peygamber efendimizinsallallahü aleyhi ve sellem ve dört halîfesinin zamânında bunların h içbiri yoktu. Bunlarınmeydana çıkması ayrı ayrı yollara ayrılması, Eshâb-ı kirâmın (Peygamber efendimizinarkadaşları), Tâbiîn-i izâmın (Eshâbı gören büyükler) ve Fukahâ-i Seb'anın (yedi büyük fıkıhâliminin) ölümlerinden senelerce sonra idi. (Abdülkâdir-i Geylânî)Eshâb-ı kirâmın hepsinin hakkında mümkün olduğu kadar iyi söyleyiniz. Onların hiçbirinesakın dil uzatmayınız. Yetmiş iki sapık fırkadan kimi ifrâta (aşırılığa) vararak taşkınlık yaptı,kimi tefrîte (aşırılığa) düşerek haklarını vermedi. Kimi akla gü vendi, kimi felsefeye ve eskiYunan felsefecilerine aldandı. Böylece İslâmiyet'te olmayan, hattâ yasak olan şeyleri yaptılar.Bid'atlere yâni sapıklığa sarıldılar. Sünneti yâni İslâmiyet'i bıraktılar. (Seyyid Alizâde)