ATİK
Demokratik Sosyalizm.
(Felsefe Sözlüğü) :
bkz. Sağcı Toplumculuk.
Matematik Mantık.
(Felsefe Sözlüğü) :
bkz. Mantıkçılık.
Matematik.
(Felsefe Sözlüğü) :
(Os. Riyâziyât, Fr. Mathematique, Al. Mathematik, İng. Mathematics, İt. Matematica). Sayı ve ölçü temeline dayanan nicelik bilimlerinin genel adı... Yunanca bilgi anlamına gelen methema sözcüğünden türemiştir. Pratik ihtiyaçlardan doğmuş olan en eski bilimdir. İlkin sayılar (Aritmetik)la biçimler (Geometri)den yararlanıllmıştı. Matematik, çok uzun bir süre, XVII. yüzyıla kadar bu durumda kaldı. Adının bile (La. Mathematicus) Avrupa dillerine XIII. yüzyılın sonlarına doğru alındığı taptanmıştır. İlk matematikçiler eski Mısırlılarla eski Yunanlılardır. Özellikle sık sık taşan Nil nehrinin suları çekildikten sonra tarlaları yeniden ölçüp sınırlarını saptamak gerekiyordu, sayılara ve biçimlere duyulan ihtiyaç bu yüzdendi. İnsanlığın biçim araştırmalarının ürünlerini toplayıp düzenleyen Yunanlı Eukleides, sayı araştırmalarının ürünlerini toplayıp düzenleyen de Yunanlı Arkhimedes'dir. Sayılar üstüne bir felsefe ve din kuran ilk düşünür de Yunanlı Pythagoras olmuştur. Cebir, bu bilime, Arap El-Hârizmî'nin Hint matematikçilerden de yararlanarak gerçekleştirdiği bir katkıdır. XVII. yüzyılda Fransız düşünürü Descartes, cevirle geometriyi birleştirerek hem matematiğe büyük bir katkıda bulunmuş; hem de bu koordinat sistemini felsefeye getirerek matematiksel bir düşünce yapısı kurmuştur. Spinoza bu yapının ürünüdür. Sonsuz küçükler hesabı, Yunanlı Arkhimedes'in attığı temeller üstünde Leibniz ve Newton'un çalışmalarıyle meydana konmuştur. Matefizik felsefede soyut olması dolayısıyle matematik ruhsal bir öğe, somut olması dolayısıyle mekanik özdeksel bir öğe sayılmıştır. Bu yüzden felsefe tarihinde nerede matematik bir çözümleme görülmüşse, orada bir ruhçuluk, nerede mekanik bir çözümleme görülmüşse orada bir özdekçilik varsayılır. Bu, metafizik düşünce sisteminin zorunlu vargılarından biri olmakla beraber, kolaylıkla anlaşılacağı gibi, tümüyle yanlış bir varsayımdır. XVII. yüzyıl matematik için bir dönüm çağı olmuş ve Engels'in deyimiyle, "Descartes'ın değişken büyüklüğü matematiğe hareketi ve bundan ötürü de diyalektiği getirmiştir". XIX. yüzyılda matematik yeni bir aşamaya sıçramış, 1830'da Rus matematikçisi Nikolai Lobaçevski ve Macar matematikçisi Janos Bolyai, Eukleides geometrisinden başka geometriler de kurulabileceğini tanıtlayarak Platon'un değişmez biçimler ve Kant'ın aşkın elemanlar doğmalarını yıkmışlardır. Metafiziği yeni şaşkınlıklara uğratan bu tanıtlama, kısa bir süre sonra Riemann, Klein, Beltrami gibi matematikçilerin çeşitli geometriler ileri sürmeleriyle ürünlerini vermeye başlamıştır. Engels, Doğanın Diyalektiği adlı yapıtını yazmak için tuttuğu notlarında niceliklerin niteliklerle olan ilişkisini gösterir ve şöyle der: "16 sayısı, sadece 16 tane 1 sayısının toplamı değil; aynı zamanda 4 sayısının karesi ve 2 sayısının dördüncü kuvvetidir. Dahası var; temel sayılar, başka sayıların kendileriyle çarpımından meydana gelen sayılara yeni ve kesin nitelikler verirler; örneğin yalnız çift sayılar 2 sayısıyle bölünebilirler, aynı şey 4 ve 8 sayılarıyle bölünebilme için de sözkonusudur". Çağımızda matematik, mantığa uygulanmış ve Bertrand Russel'ın deyimiyle, "Matematik ve mantık bir ve aynı şey" sayılmıştır. Matematik mantık akımıyle birlikte ve bununla ilgili olarak matematik biçimcilik ve matematik sezgicilik akımları meydana çıkmıştır. Matematik, klasik bir sınıflandırmada hesap ve cebiri kapsayan yalın matematik (Os. Sırf riyâziyât, Fr. Mathematique pures) ya da soyut matematik (Os. Mücerret riyâziyât, Fr. Mathematiques abstraites); geometri ve mekaniği kapsayan somut matematik (Os. Müşahhas riyâziyât, Fr. Mathematiques concretes); trigonometri ve olasılıklar hesabını kapsayan uygusal matematik (Os. Tatbikî riyâziyât, Fr. Mathematiques appliquees); astronomi vb. gibi bilimleri kapsayan fiziko-matematik bilimler (Os. Fizikî riyâzî ilimler, Fr. Sciences physico-mathematiques) gibi bölümlere ayrılır. bkz. Mantık, Dekartçılık, Mantıkçılık.
Pragmatik.
(Felsefe Sözlüğü) :
(Os. Şe'nî, Fr. Pragmatique, Al. Pragmatisch, İng. Pragmatic, İt. Prammatico). Kant'a göre yararlı eylemlere değgin... Alman düşünürü Immanuel Kant (1724-1804), pragmatik deyimini yararlı eylemlere ait olan anlamında ileri sürmüştür. Bu deyim, başarı gösteremyi ya da iyi yaşamayı gözlemek anlamını da kapsar. Pragmacı anlamında da kullanılmaktadır. Ayrıca, en ilkel işaretlerden en gelişmiş dillere kadar bütün işaret sitemlerini inceleyen semiotik'in bu sistemleri kullanan insanlar açısından işaretleri inceleyen dalını da adlandırır. Deyim, uygulayıcılığa değgin anlamıyle yaygındır. bkz. Uygulayıcılık.
Pratik.
(Felsefe Sözlüğü) :
bkz. Kuram ve Kılgı.