biçim
Biçimci Ruhbilim.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Şekil Ruhiyatı, Fr. Psychologie de la forme, Al. Gestalttheorie, İng. Gestalt psyhology). Bütünsel yapının kendisini meydana getiren parçalardan bağımsız bir varlığı olduğunu ileri süren ve fizik varlıklar kadar ruhsal varlıkların da böylesine bağımsız biçimleri bulunduğunu savunan ruhbilim öğretisi... Alman ruhbilimcileri Wolfgang Köhler'le Koffka'nın ortaya attıkları ve Fransız ruhbilimcisi Paul Guillaume'un geliştirdiği biçimci ruhbilime göre duyumlardan meydana gelmiş bir birleşik, zihnin karmaşık olaylarını açıklayamaz. Fransız düşünürü duyumcu (sansüalist) Condillac'tan çağımıza kadar sürüp gelmiş bulunan eski ruhbilim anlayışına göre anlıksal olay, duyumların anlıkta yeniden tasarlanması ve bu tasarımların (imaj) da çağırışım (tedai) yasalarına göre birbirlerini çağırmalarıyle oluşturdu. Oysa bu görüş, Süleymaniye camiini üst üste dizilmiş taşlar yığınından ibaret saymakla birdir. Süleymaniye'nin kendisini meydana getiren parçalardan bağımsız bir varlığı vardır ki onu Süleymaniye eden de işte bu varlıktır. Bu konudaki bilgi, parçaların bilgisi değil, bütünün kendisinin bilgisidir. Nitekim bilmediğimiz bir sözcüğün bütün harflerini elde etmekle o sözcüğü kuramayız, buna karşı bir melodiyi başka bir tonda dinlesek de bütün sesler değişmiş olduğu halde tanıyabiliriz. Çünkü, birinci örnekte bütünsel yapıyı bilmemekte, ikinci örnekteyse bilmekteyiz. Öyleyse biçim, (Fr. Forme) ve yapı (Fr. Structure), kendisini meydana getiren parçaların verimi değil, onlarndan büsbütün bağımsız bir varlıktır. Bu varlık, başka bir varlığa indirgenemez. Ancak gerçeğin birbirinden çok başka olan çeşitli bölgelerinde aynı olabilen genellikler tasarlanabilir. Bu bağımsız apı, sadece fizik varlıklar için değil ruhsal varlıklar, örneğin töresel ideal için de geçerlidir. Gücün yapısı, bozulan dengeyi yeniden kurmayı ve dengenin devamını nasıl gerektirirse töresel ideal de kendi engelleriyle öylece savaşır ve yapısını korur. Özet olarak, ansal işlevlerin, parça halindeki duyumlardan değil, insanın ruhsal yapısında bulunan bütünsel biçimler meydana getirme yetisi'nin çıkarttığı ruhsal bütün'lerden gerçekleştiğini savunan ruhbilim alanındaki biçim (Al. Gestalt)cilik Husserl'le Avenarius-Mach idealizmine dayanmaktadır. İnsanı çevresinin özdeksel koşullarında ayırma ve sadece ruhsal bir yapı haline getirme amacını güden bu anlayışın dil alanındaki savlarına da yapısalcılık (strüktüralizm) denir. Fizik, fizyoloji, ekonomi vb. gibi bilim alanlarına da yayılan gestalt kavramı, ilkin Prag üniversitesi profesörü olaybilimci Christian von Ehrenfels (1859-1932) tarafından ortaya atılmıştır. bkz. Yapı, Yapısalcılık, Olaybilim, ampirio-kritisizm, Biçim, Biçimcilik.
Biçimcilik.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Şekliyye, Fr. Formalisme, Al. Formalismus, İng. Formalism, İt. Formalismo). Biçimi özden üstün tutan ve parçanın bilgisine karşı bütünsel biçimin bilgisini temel yapan öğretilerin genel adı... Biçimcilik, Aristoteles'in biçimciliğinden Kant'ın törebilimsel biçimcliğine, her türlü soyut sanat akımlarından ruhbilim gesaltçılığına ve dilbilim strüktüralizmine, Hilbert matematiğine kadar çeşitli alanlardaki biçim anlayışlarını ve savlarını adlandırır. Tümünün ortak niteliği idealist oluşlarıdır. Pratikten ve nesnel gerçeklikten kopmuş, sırf düşünceye ve insanın ruhsal yanına dayanan bütün bu öğretiler ve akımlar metafizik düşünce sisteminin ürünüdürler. Diyalektik felsefe ne biçimin öze, ne de özün biçime üstün tutulamayacağını; biçimle özün ancak karşılıklı ilişkileri içinde anlamlı bulunduklarını tanıtlamıştır. bkz. Biçim, Aristoculuk, Biçimsel Ruhbilim, Mantık, Biçcim ve Öz.
Biçimsel Mantık.
(Philosophical Dictionary) :
bkz. Mantık.
Biçimsel.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Surî, Fr. Formel, Al., İng. Formal, İt. Formale). Biçimle ilgili, biçime özgü ya da değgin... bkz. Biçim.
Eşbiçimcilik.
(Philosophical Dictionary) :
(Fr. Isomorphisme). Gerçeğin, birbirinden ayrı ve çeşitli bölgelerinde, yanı olabilen biçimlerin varlığını ileri süren öğreti... eşbiçimcilik (izomorfizm) birbirinden ayrı alanlarda gerçekleşen ve birbiren indirgenemeyen aynılıktaki genelliği dilegetirir. Eşbiçimcilik, bir biçimi öbür biçime indirgemez; tersine, hem birine hem ötekine uygun gelen genel biçimin ya da bu biçimlerdeki genelliğin varlığı üstünde durur. Örneğin bir deoğasal biçimi renkler ve çizgilerle meydana getiren resim sanatçısının elde ettiği yapı, doğasal biçimin ya da bu biçimlerdeki genelliğin varlığı üstün durur. Örneğin bir doğasal biçimi renkler ve çizgilerle meydana getiren resim sanatçısının elde ettiği yapı, doğasal yapıdan farklı olarak, bu genelliği dilegetirir. Dalındaki elma ile resim tablosundaki elma aynı değildir ve büsbütün başka alanlarda gerçekleşmişlerdir, ama bir bakıma da aynıdırlar ve tablodaki elmanın daldaki elma olduğunu hemen tanırız. İşte bu aynı olmayan aynılık, her iki biçimdeki ortak genelliği verir. Sanat yapıtı ancak tasarlanabilir, doğasal yapıya indirgenemez. Bunun içindirki bir sanat yapıtı, doğrudan doğruya doğasal yapıdan değil, başka bir sanat yapıtından esinlenir. Bunun gibi doğasal olayların yapılarıyle kültür olaylarının yapılarıda birbirlerine indirgenemezler.Cl. Levi Strauss'ın dediğine göre, "Hiç bir gerçek inceleme, doğa olaylarıyle kültür olayları arasındaki geçişin sezilmesini gerçekleştiremez".