ULEMÂ
SULTÂN-ÜL-ULEMÂ
(Islamic Glossary) :
İzzeddîn bin Abdüsselâm ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin babası gibi birçok İslâmâlimine, derin ve geniş ilimleri ve İslâm'a hizmetleri sebebiyle verilen lakab (isim).Bir kimse, bir günâh işleyip, tövbe etmeden Sultân-ül-ulemâ Behâeddîn-i Veled'in huzûrunaçıksa, Allahü teâlânın izni ile gelenin bu durumu ona mâlûm olur; "Allahü teâlânın velîkullarının huzûruna temiz olmayan kalb ile gelmeyiniz. Bu kötü hâlleri b ırakın, güzelce tövbeederek göz yaşları akıtın ki, günâh kirleri temizlensin. Evliyânın huzûruna, günahlarınıza tövbeve istiğfâr etmiş olarak girip, onların yüzlerine Allahü teâlânın rızâsı için muhabbetle ve sevgiile bakın ki, onların feyz ve bereketlerinden istifâde edesiniz." buyururdu. (Molla Câmi, AhmedEflâkî)
ULEMÂ
(Islamic Glossary) :
Âlimler, ilim sâhibleri; zamânın fen ve edebiyât bilgilerinde yetişmiş, Kur'ân-ı kerîmin vebinlerce hadîs-i şerîfin mânâsını ezberden bilen, İslâm'ın yirmi ana ilim ve kolları olan seksenilimde mütehassıs (uzman), tasavvufun (evliyâlığın) en yüksek derecesine ulaşmış, yetişmiş veyetiştirebilen, insanların ilminden faydalandığı zâtlar. Âlim kelimesinin çokluk şeklidir. (Bkz.Âlim)
Ulemâ-i Âmilîn
(Islamic Glossary) :
İlmi ile amel eden âlimler. (Bkz. Âlim)Ulemâ-i âmilînin bulunduğu mecliste olmanın sevâbı halka görünseydi, onun içindövüşürler, hattâ onun için hükümdârlar, hâkimiyetlerini, tüccârlar da ticâretlerini bırakırlardı.(Ka'bül Ahbâr)
Ulemâ-i Râsihîn
(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin derin ve ince mânâlarını, işâretlerini anlayan yüksekdin âlimlerine verilen isim. Bunlar; Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn, Tebe-i tâbiîn ve her bakımdan onlaratâbi olan müctehidler, tefsîr ve hadîs âlimleri ve tasavvuf büyükleridir.Ulemâ-i râsihîn, Peygamber efendimize tam uydukları ve O'na vâris oldukları için, sevgiliPeygamberimize ihsân olunan nîmetlerden bunlara da pay düşmektedir. O büyüklerin gizlibilgileri, bunlara da duyurulmaktadır. Bunun için; "Ümmetimin âlimleri, İsrâiloğullarınınpeygamberleri gibidir." müjdesi ile şereflenmişlerdir. (İmâm-ı Rabbânî)
Ulemâ-i Sû
(Islamic Glossary) :
Kötü âlimler; insanları doğru yoldan saptıran, ilmini dünyâ kazancına, mala ve mevkîyekavuşmaya vâsıta eden din adamları.Din adamları içinde, mevki, maaş arzûsunda olmayan, yalnız şerîatin (İslâmiyet'in)yayılması ve yalnız onun kuvvetlenmesi için uğraşan hemen hemen yok gibi olmuştur. Mevkialmak, sandalye kapmak arzûsu araya karışınca, din adamlarından her biri, ayrı yol tutup, kendiüstünlüğünü göstermek isterler. Birbirinin sözlerini beğenmez olurlar. Bu sûretle devlet reisiningözüne girmeye çalışırlar.Mâlesef din işi ikinci derecede kalır. Allahü teâlâ müslümanları böyleulemâ-i sû'in fitnesinden korusun. (İmâm-ı Rabbânî)