LÜMME


Results for "LÜMME"

Ottoman - Turkish Dictionary

HELÜMME CERRA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Helümme cerren) "Var kıyas eyle... Çek beri getir." gibi kinâye için söylenen bir tabirdir.
Ottoman - Turkish Dictionary

LÜMME

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Nişan. Alâmet. Damga. Nokta. * Vesvese, kuruntu. * Çok cemaat, çok kalabalık.(İnsan küçük bir âlem olduğu gibi, âlem dahi büyük bir insandır. Bu küçük insan o büyük insanın bir fihristesi ve hulâsasıdır. İnsanda bulunan nümunelerin büyük asılları, insan-ı ekberde bizzarure bulunacaktır. Meselâ: Nasılki insanda kuvve-i hâfızanın vücudu, âlemde Levh-i Mahfuz'un vücuduna kat'i delildir. Öyle de: İnsanda kalbin bir köşesinde lümme-i şeytaniye denilen bir âlet-i vesvese ve kuvve-i vâhimenin telkinatiyle konuşan bir şeytani lisan ve ifsat edilen kuvve-i vâhime, küçük bir şeytan hükmüne geçtiğini ve sahiplerinin ihtiyarına zıd ve arzusuna muhalif hareket ettiklerini hissen ve hadsen herkes nefsinde görmesi, âlemde büyük şeytanların vücuduna kat'i bir delildir.Ve bu lümme-i şeytaniye ve şu kuvve-i vâhime, bir kulak ve bir dil olduklarından, ona üflüyen ve bunu konuşturan haricî bir şahs-ı şerirenin vücudunu ihsas ederler. L.)
Ottoman - Turkish Dictionary

LÜMME-İ ŞEYTÂNİYE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
şeytanın vesvesesi. Şeytanın verdiği kuruntu.
Ottoman - Turkish Dictionary

VEHELÜMME CERRA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Bak: Helümme cerrâ)