İSRAF


Results for "İSRAF"

Ottoman - Turkish Dictionary

İSRAF

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Lüzumsuz yere harcamak. Malı ve parayı lüzumsuz yere sarf etmek. İhtiyacından fazla istihlâk etmek ve harcamak. * En lüzumlu aslî vazifeleri bırakıp en lüzumsuz veya zararlı şeylerle meşgul olarak ömrünü veya gençliğini boş yere harcamak.(Hâlik-ı Rahim, nev-i beşere verdiği nimetlerin mukabilinde şükür istiyor. İsraf ise; şükre zıttır, nimete karşı hasâretli bir istihfaftır. İktisad ise: nimete karşı ticaretli bir ihtiramdır. L.)(Bir lokma kırk paraya, diğer bir lokma on kuruşa... Ağıza girmeden ve boğazdan geçtikten sonra birdirler. Yalnız, birkaç saniye ağızda bir fark var. Müfettiş ve kapıcı olan kuvve-i zâikayı taltif ve memnun etmek için birden ona gitmek, israfın en sefihidir. M.)
Ottoman - Turkish Dictionary

İSRAFAT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(İsrâf. C.) İsrâflar, lüzumsuz yere harcamalar.
Ottoman - Turkish Dictionary

İSRAFİL

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Dört büyük melekten biri olup Kıyamet günü cesedlere nefh-i ruh etmeğe ve Sur'u üfürmeğe vazifelidir. (Bak: Melâike)
Ottoman - Turkish Dictionary

İSTİŞRAF

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Ellerini güneş ışığına siper etme.
Ottoman - Turkish Dictionary

İŞRAF

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Yüksek bir yere çıkma. Yüksek bir yerden bakıp anlama. * (Hasta) ölüm döşeğinde olma.