çüş (Ruf des Eseltreibers) Halt, Ouha.
CÛŞ is. Coşma, taşma.
CUŞ f. Coşmak, kaynamak. Taşmak. Deprenmek.
çüş1. Whoa! (said to stop a donkey). 2. vulg. You fool!/You ass!/What asininity!
CUŞ U HURUŞ f. Kaynayıp taşma. Neş'e ve âhenk. Coşup taşma.
CÛŞ-AVER f. Coşturucu, coşmaya sebep olucu.
CÜŞA'Çok yemekten dolayı genirmek.
CÜSACİS Büyük deve. * Kılların veya otların sık ve çok olup birbirine karışması.
CUŞACUŞ f. Çok coşkun, taşkın. Pek coşkun ve taşkın bir sûrette.
CÜSAD Karın ağrısı.
CÛŞAK f. Kaynama.
CÜSAL Tarla kuşu.
CÜSALE Sonbaharda dökülen yapraklar.
CÜSAM Uykuda gelen ağırlık, kâbus.
CUŞAN f. Coşup kaynayan.
CÜŞEM Deve göğsü.
CÜSES (Cüsse. C.) Cüsseler, gövdeler, bedenler, cisimler, kalıplar, cesetler.
CÜSEYM Cisimcik. Küçük cisim.
CÜSEYMAT (Cüseym. C.) Küçük cisimler, cisimcikler.
cushioni. 1. yastık, minder. 2. bir darbenin hızını kesen tampon. 3. bilardo masasının lastikli iç kenarı. f. 1. hafifletmek, azaltmak. 2. altına/arkasına yastık koymak; yastıkla beslemek. 3. yastıkla kaplamak.
CUŞİDE f. Coşmuş, kaynamış.
CUŞİR(E) f. Dokumacı.
CUŞİŞ f. Kaynama, coşma.
çuşkared pepper, chili pepper, chili.
CÜSMAN Organlarla birlikte vücudun tamamı. * Her nesnenin cismi ve cesedi.
cuspidi. köpekdişi.
CÜŞREÖksürük. * Göğüs sertliği.
cussf., k. dili sövmek, küfretmek. i., k. dili 1. sövgü, küfür. 2. herif.
cüsse e Grösse.
cüsselaş, gewde.
CÜSSE is. İnsan ve hayvanda iri gövde: Cüsseli bir adamdı.
CÜSSE Gövde, kalıp, beden.
cüssebody, frame (of a person).
CÜSSE-DÂR f. İri yapılı, cüsseli kimse, irikıyım kişi.
cüsseli massig.
cüsselibig, burly (person).
cüssesizundersized (person).
CÜST f. Araştırma, arama.
ÇÜST f. Çevik, çabuk hareketli. Seri-ül-hareke. * Dar, sıkı. * Muntazam, mükemmel, düzgün. Yakışıklı.
CÜST Ü CU Arayıp sorma, araştırma, arama.
custardi. 1. süt, şeker ve yumurta ile hazırlanan bir sos. 2. krem karamele benzeyen bir tatlı.
ÇÜSTÎ f. Atiklik, çeviklik, çabukluk.
custodiani. 1. koruyucu, muhafız. 2. sorumlu kimse. 3. kapıcı.
custodire t saklamak.
custodyi. 1. vesayet. 2. gözetim; koruma.
customi. 1. gelenek, âdet. 2. alışkanlık, itiyat. 3. (bir müşterinin yaptığı) alışveriş.
custom, private, special(Türk Bilişim Terimlerinden) özel
custom-mades. ısmarlama.
customarys. alışılmış, âdet olan, mutat.
customary usageâdet.
customer(Türk Bilişim Terimlerinden) müşteri
customeri. müşteri.
customer setup(Türk Bilişim Terimlerinden) müşterice kurulan
customizable(Türk Bilişim Terimlerinden) uyarlanır (isteğe)
customize(Türk Bilişim Terimlerinden) uyarlamak (isteğe)
customizedisteğe uyarlanmış
customsi. gümrük, gümrük resmi.
CUSTOMS DUTIESGÜMRÜK VERGİLERİBir ülkeye giren ithal mallardan veya bir ülkeden çıkan ihraç mallardan alınan vergilerdir. Gümrük vergileri, genellikle ithal mallara uygulanırlar ve değer (ad valorem) ya da fiziksel miktar üzerinden alınırlar. Yerli sanayii korumak için alınanlar ve devlete gelir sağlamak için alınanlar şeklinde ikiye ayrılırlar.
CUSTOMS UNION ; TARIFF UNIONGÜMRÜK BİRLİĞİGümrük birliği, ülkelerin birbirlerinden gümrük vergisi almamak için kurdukları birliktir. Birlik üyesi ülkeler, birlik üyesi olmayan ülkelere tek ve ortak bir gümrük tarifesi uygularlar. Bunun sebebi, birlik ülkelerinin birbirlerine yabancı mal satmalarını önlemektir. Günümüzde en önemli gümrük birliği örneği, Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) dur.
CUSTOMS, DUTYGÜMRÜKBir ülkeye giren ya da ülkeden çıkan her türlü eşyadan alınan vergi, resim veya harçtır. Gümrük kavramı, bu işlemlerin yapıldığı yer içinde kullanılmaktadır.
customshousei. gümrük.
CÜSU Diz üstünde çökmek.
CÜSU' Tamahkârlık, pintilik, harislik, cimrilik.
CÜŞU' Durmak, kıyam. * Huruç etmek, çıkmak. * Hafif yay.
CÜSUM Kuşun, uyuması vaktinde göğsünü yere koyup çömelmesi. Çömelip oturmak. * Uykuda gelen ağırlık. Kâbus. * Oturmak.
CÜŞÜM Kısa boylu, tıknaz kimse.
CÜSUR (Cisr. C.) Köprüler.
CÜŞUR Sabah yerinin ağarması.
CÜSÜVV Kurumak, yebs. * Donmak, cümud.
CÜSVE Bir yere biriktirilmiş taş.
CÜSY Diz üstüne çökmek.