şüphe
SEPTİK ŞÜPHE [İng. Sceptic Doubt]:
(Dizionario di Sociologia) :
Bir maksada dayalı olmayan, rastgele ortaya çıkan şüphedir. Şüphelenmiş olmak için şüphelenme durumu olarak ifade edilebilir. Böyle bir şüphe ilmî araştırmalarla kullanılmaz. (Kurtkan, A., 1978) (Bkz. Descartes, R., Metodik Şüphe)
ŞÜPHELİ ALACAKLAR
(Dizionario di Economia) :
İşletmenin alacakları arasında bulunmakla birlikte, tahsil edilmesi şüpheli hale gelmiş, ödenme ihtimali çok az olan alacaklar. Vergi Usul Kanununa göre ºüpheli alacak olarak kabul edilen başlıca alacaklar şunlardır; dava ve icra safhalarında bulunan bütün alacaklar, vadesi üç defa uzatıldığı halde tahsil edilmemiş senetli alacaklar, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenmiş olmasına rağmen ödenmeyen senetsiz alacaklar. İşletmenin tahsili şüpheli hale gelmiş olacakları, kayıtlı bulundukları hesaplardan çıkarılarak şüpheli alacaklar hesabına nakledilirler. Böylece işletmenin sağlam alacakları ile şüpheli alacakları birbirinden ayrılmış olur.
ŞÜPHELİ ALACAKLAR
(Dizionario di Economia) :
İşletmenin alacakları arasında bulunan fakat tahsil edilme şansı çok az olan alacaklardır.
ŞÜPHE
(Sogno Dizionario di parole) :
Din ve inanç konularında şüpheye düştüğünü görmek bozgunculuk ve hileye, kendini ikiyüzlü kılacak cehalette inat etmeye yahut namuslu eşi hakkında kötü zanda bulunmaya delalet eder. (Böyle bir rüya görenin, şüphesini gidermek için salih ve alim olan bir kimseden, aklına takılan konuda bilgi alması gerekir.) Ş
ŞÜPHELİ ŞEYLER
(Glossario islamica) :
Helâl ve haram olduğu açıkça bildirilmeyen şeyler; şüpheliler.Helâl olan şeyler bellidir, haram olan şeyler de bellidir. İkisi arasında örtülü bulunanşüpheli şeyleri tanımak güçtür. Şüpheli şeylerin etrâfında dolaşan harama düşer. (Hadîs-işerîf-Kimyây-ı Seâdet)Şüphelilerden sakınmaya vera', haramlardan sakınmaya takvâ denir. Şüpheli olmak korkusuile mübahların (yapılıp yapılmamasında serbest bırakılanların) çoğunu terk etmeğe de zühddenir. Ebû Bekr radıyallahü anh buyurdu ki: "Biz, harama düşme korkusund an yetmiş helâliterk ederdik." (İbn-i Âbidîn)Allahü teâlâ lutf ederek, kerem ederek, acıyarak kullarına çok şeyleri mubâh (serbest)etmiş, izin vermiştir. Rûhu hasta, kalbi bozuk olduğu için, mübahlarla doymayıp, bitmeztükenmez mübahları bırakarak İslâmiyet'in hudûdundan dışarı taşanlar, şüphe li ve haramlarauzananlar ne kadar bedbaht (kötü tali'li) ve zavallıdır. Âdet üzere, alışkanlık ile namaz kılan veoruç tutan çoktur. Fakat İslâmiyet'in hudûdunu gözeten, haram ve şüphelilere düşmemeyedikkat eden pek azdır. Doğru ve hâlis ibâdet edenleri, âdet (alışkanlık) üzere bozuk ibâdetedenlerden ayıran fark; Allahü teâlânın emirlerini gözetmektir. Çünkü namaz ve orucun hâliside, bozuğu da görünüşte berâberdir. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki:"Dininizin direği, temeli verâ'dır." Başka bir hadîs-i şerîfte de; "Hiçbir şey verâ' gibiolamaz" buyurdu. (İmâm-ı Rabbânî)İbâdetlerden lezzet alamamanın sebeblerinden biri de haram ve şüpheli yemeklerdir. Eğeryenilen lokma şüpheli ise, ondan, hırs, şehvet, hased, adâvet, düşmanlık ve riyâ doğar. Âlimlerbuyurdu ki: "Kim şüpheli bir şey yerse, Allahü teâlâya giden yolu doğru olarak bulamaz. Kimharam yerse, kendisine o yol kapanır. (Abdullah İsfehânî)Şüpheli olan bir dirhemi sâhibine geri vermeyi, bin dirhem sadaka vermekten daha çokseverim. (Abdullah bin Mübârek)Kırk gün şüpheli lokma yiyenin kalbi kararır ve lekelenir. (İmâm-ı Gazâlî)İnsan mubâh olan, dünyâ işlerine çok dalarsa, şüpheli şeyleri yapmaya başlar. Belkihelâlden çok yiyen, müttekîlerin (takvâ sâhiplerinin) derecesine eremez. Çünkü mîde helâl iledolunca, şehvet harekete gelir. Böylece, câiz olmayan şeyler yapılabilir . (İmâm-ı Gazâlî)