İRADE


"İRADE" Kelimesi için arama sonuçları

Osmanlıca - Türkçe Sözlük

MİRADE

(Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
Mancınık taşı.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük

MİRADES

(Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
(C: Merâdis) Kuyu içinde su var mıdır diye bilmek için bıraktıkları taş. * El değirmeni.
Fəlsəfə Sözlüğü

İrade-i Cüziye.

(Fəlsəfə Sözlüğü) :
bkz. Elindelik.
Fəlsəfə Sözlüğü

İrade.

(Fəlsəfə Sözlüğü) :
(Os. İrâde, Fr. Volonte, Al. Wille, İng. Will, İt. Volonta). Eylemi düşünceye uygun olarak gerçekleştirebilme yetisi... İdealist öğretiler iradeyi özgürlük sayarlar ve bunu da zorunluk'un karşısına koyarlar. Onlara göre zorunluk varsa irade yoktur ya da bu durumda irade sadece törebilimsel alanın sınırları içinde mümkün olabilir, buna karşı irade varsa zorunluk olmamalıdır. Bu tartışma eytişimsel anlayışa erişilinceye kadar yüzyıllarca sürmüştür. Eyştişimsel anlayış, özgürlük'le zoırunluk'u bağımlı kılığı bir yana, irade'yi bu tartışmanın dışında insansal bir bilinç işi olarak ele alır. Eylemi düşünceye uygun olarak gerçekleştirebilme, ancak iç ve dış koşulların uygunluğuyle mümkün olur. Örneğin, beden yapısı (iç koşullar) uygun olmayan bir insan ne kadar çok parası olursa olsun (dış koşullar) içki içemez. Buna karşı parası olmayan insan da beden yapısı ne kadar uygun olursa olsun içki içemez. Demek ki irade, uluorta bir özgürlük değil, çeşitli koşullara bağlı ve onlarla belirlenen ve onları bilerek bir karar verme özgürlüğüdür. İnsanın irade gücü, doğuşunda sahip bulunduğu bir yeti değil, bilgi ve deneylerinin meydana koyduğu bir yetidir. bkz. İradecilik, Özgürlük, Zorunluk.
Fəlsəfə Sözlüğü

İradecilik.

(Fəlsəfə Sözlüğü) :
(Os. İrâdiyye, Fr. Volontarisme, Al. Voluntarismus, İng. Voluntarism, İt. Volontarismo). Varlığın bir irade ürünü olduğunu savunan öğretilerin genel adı... İradecilik, antik çağ Yunan felsefğesinde stoacılıkla başlar. Stoacılar, iradeci bir görüşle Platon'un idelerini gerçekdışı sayarlar. Doğa, evrensel iradedir. Bu yüzdendir ki, doğru ve iyi olan, onun buyruğuna uyun olandır. Stoacılıktan birçok şeyler taşıyan Hıristiyanlıkta da sürüp giden iradecilik, XIX. yüzyılda Arthur Schopenhauer (1788-1860) ve Friedrith Nietzsche (1844-1900) öğretileriyle yeniden önemsenmektedir. Nietzsche'ye göre insanüstü (Fr. Übermensch) insan iradesiyle yaratılacaktır. Schopenhauer'e göre her olgu bir iradenin ürünüdür. Varım, çünkü var olmak istedim. İri dişler parçalamak isteğinin, çevik bacaklar kaçmak isteğinin, kocaman gözbebekleri karanlıkta görmek isteğinin, uzun gagalar sürüngenlerle beslenmek isteğinin ürünüdür. Bu irade, bu istek hangi yöne çevrilmişse yaratma ona uygun olmuştur. Varlaşmak, olaylaşan (hadise haline gelen) irade'dir... İradecilik bu anlamda mekanizme karşıt bir öğretidird. Makanizm nasıl doğal yasayı tekneden sayıyorsa, iradecilik de insan iradesini tekneden saymaktadır. Daha açık bir deyişle meknizm salt bir zorunluk, volontarizm salt bir özgürlüktür. Mekanizmde insan zorunlukla davranır, volontarizmde özgürlükle davrdanır. Mekanizmde insan, örneğin Vogt'un dediği gibi, ne yerse odur, volontarizmde insan, örneğin Schopenhauer'in dediği gibi, ne dilerse odur. Diyalektik maddecilik, her iki düşüncenin güçsüzlüğünü giderek doğayla insanın karşılıklı etkileriyle (ilişki) birbirlerini oluşturduklarını göstermiştir. Gerçekte insan ne bir köle ne de bir Tanrıdır, doğasal zorunluğa bilinçli olarak katılan ve o zurunluğu bilinciyle etkileyen gerçek anlamda bir insandır. İradecilik, idealist ve bilimdışı bir anlayıştır ve bütün idealist öğretilreni ortak yanılgılarını taşır. Pratikteyse faşizmin düşünsel temeli olmuştur. bkz. İrade, İnsanüstü, Kötümserlik, Faşizm.