ANET
KEHÂNET
(Glosario Islámica) :
Kâhinlik. Gaybı, gizli şeyleri bilirim iddiâsında bulunmak. Bu işi yapana kâhin, falcı denir.(Bkz. Kâhin)Hased, nemîme (insanlar arasında söz taşımak) ve kehânet sâhibleri, benden değildir.(Hadîs-i şerîf-Berîka)Hakîkî mü'min, bâtıl inançlara inanmaz. Sihr, uğursuzluk, fal, efsûn, Kur'ân-ı kerîmdenbaşka şeyler yazılı muska, mâvi boncuk, kehânet ve benzeri şeylere, bunların muhakkak işyapacaklarına, mezârlara mum dikmeğe, tel ve iplik bağlamaya îtibâr etmez . (MuhammedMa'sûm-i Fârûkî)Kehânette bulunanlara, büyücülere, yıldızlara bakıp, sorulan herşeye cevab verenlere gidip,söylediklerine, yaptıklarına inanmak, bâzan doğru çıksa bile Allah'tan başkasının gâibi, gizlişeyleri bildiğine ve her dilediğini yapacağına inanmak olup, kü fr olur, îmânı giderir. (AbdülganîNablüsî)
LA'NET (Lânet)
(Glosario Islámica) :
Bedduâ; bir kimsenin kötülüğünü, Allahü teâlânın af ve merhametinden mahrum olmasını,ihânet edenlerin veya kötülüklerin gerektiği cezâya çarptırılmasını istemek.Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruluyor ki:Allahü teâlâ ve Resûlüne eziyyet edenlere, dünyâda ve âhirette de lânet olsun. (Ahzâbsûresi: 57)Ben, lânet etmek için, insanların azab çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyiliketmek için, insanların huzûra kavuşması için gönderildim. (Hadîs-i şerîf-Ahmed ibniHanbel)Kadın elbisesi giyen erkeğe ve erkek elbisesi giyen kadına lânet olsun. (Hadîs-işerîf-Zevâcir)Bir kul, herhangi bir şeye lânet ederse, o lânet semâya yükselir. Fakat göklerin kapısıbu fenâ söze karşı kapanır; yere iner, onun da kapıları kapanır. Sonra sağa sola başvurur,girecek yer bulamayınca, lânete müstehak olana gider. Eğer lânete lâyık değilse, bu defâlânet edene rücû eder (döner) . (Hadîs-i şerîf-Riyâz-üs-Sâlihîn)Ey oğul! Hiç kimseye lânet etme. Zîrâ lânet eylediğin adam, lânete müstehak değil ise,yaptığın lânet sana döner. Hayvanlara dahi lânet etme. Zîrâ, melekler sana lânet ederler.( Süleymân bin Cezâ)Her kim bir binek ve yük hayvanına, lânet olsun derse, o hayvan (hal diliyle) der ki: "Âmin,lâkin yüce Allah'a hangimiz daha fazla âsî ise, lânet onun üzerine olsun." (Fudayl bin Iyâd)
METÂNET
(Glosario Islámica) :
Sağlamlık, dayanıklı olma.Türklerde önce, itâat (söz dinlenme, emre uyma) duygusunu kırmak ve mânevî râbıtalarını(bağlarını) parçalamak, dînî metânetlerini zayıflatmak îcâb eder. Bunun da en kısa yolu,an'anât-ı milliyye (millî geleneklerine) ve mâneviyyelerine (mânevî değer lerine) uymayan hâricî(dış) fikirler (düşünceler) ve hareketlere alıştırmaktır. (Patrik Gregoryus)Kadınların hayâsı, erkeklerden daha çok sabırlı ve metânetli olmalarını sağlar. Onlarınbirçok ağır işlere atılmalarını da önler. (M. Sabri Efendi)
castanet
(Inglés - diccionario turco) :
i. kastanyet, İspanyol çalparası.
planet
(Inglés - diccionario turco) :
i. gezegen.