boğaz


Resultados para "boğaz"

Diccionario náutica

DÜMEN BOĞAZI

(Diccionario náutica) :
Dümen yelpazesinden yukarıda kalan kısım
Automotive Industry Glosario

Boğazlı karter

(Automotive Industry Glosario) :
Yanlardan üst kartere, önden ve arkadan kavis biçiminde, ön ve arka ana yatak kepine oturan karterlere boğazlı karter denir.
Sueño Diccionario de la frase

BOĞAZLAMAK

(Sueño Diccionario de la frase) :
İnsanın insanı ve kesilmesi helal olmayan sair hayvanları boğazlaması onlara haksızlık yapmaya, Bir kadını ensesinden boğazlamak meşru olmayan ilişkiye, Bir çocuğu boğazlamak onun rüşdünü isbat etmiş olmasına, Kişinin kendi kendini boğazlaması kan çıkarssa zulmetmeye, çıkmaz ise yakın akrabaya iyilik etmeye delalet eder.
Diccionario Inglés - Turco

Boğaz

(Diccionario Inglés - Turco) :
see Boğaziçi.
Diccionario Inglés - Turco

boğaz

(Diccionario Inglés - Turco) :
1. throat; gullet, esophagus. 2. neck (of a bottle). 3. mountain pass. 4. strait, narrows. 5. supplying food, feeding. 6. a mouth to feed. 7. eating and drinking. 8. appetite. ı açılmak to develop an appetite. açmak to break up the ground around a tree. ağrısı sore throat. ından artırmak/kesmek to save money by economizing on food. ında bırakmak /ı/ to make (food) stick in one´s throat, spoil (one´s enjoyment). boğaza gelmek to be at one another´s throats, have a violent quarrel. ını çıkarmak to earn just enough for one´s food. derdi the problem of earning a living. ına dizilmek/boğazından geçmemek (for food) to stick in one´s throat (because of worry). ına durmak/boğazında kalmak (for food) to stick in one´s throat (because of worry). ı düğümlenmek to be unable to eat because of sorrow or worry. ına düğümlenmek not to be able to get one´s words out because of sorrow or agitation. ına düşkün gourmet; fond of good food. ı inmek to get a sore throat, get tonsillitis. ı işlemek to nibble all the time. ına kadar up to one´s neck. kavgası the struggle for a living. ından kesmek to cut back on one´s food expenses, scrimp on food. ını kesmek /ın/ to cut the throat (of). ı kısılmak to get a hoarse throat. ı kurumak to get very thirsty. olmak to have a sore throat. ına sarılmak /ın/ to begin to fight with (someone), grabbing him by the throat. ını sevmek to enjoy eating. ını sıkmak /ın/ 1. to throttle, choke. 2. to press (someone) hard (for a debt). tokluğuna (working) only for one´s board, only for food. yangısı throat infection, infected throat. ını yırtmak to shout at the top of one´s voice.